Farkındalık Kartları

🌼 ŞİFALANDIRMA

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

İnsanların sevgi sözcükleri söyleyemediklerini, söylerken de korkuya kapıldıklarını fark ettim. Özgürce ve gönülden “Seni seviyorum!” ya da “İyi ki varsın!” dediğinizde, karşı taraftan umduğunuz gibi bir cevap alamasanız dahi kendinizi iyi ve dengede hissediyorsanız, sevginizi gerçekten gönülden ve karşılıksız söylediniz demektir. Günlük yaşamınızda dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de düzenli uykudur elbette. Uyku düzeni bozulunca sizin düzeniniz de bozulur. Çünkü vücut, bazı önemli hormonları uykudayken salgılar. İkincisi düzenli beslenmedir. Genelde öğün atlayarak yaşıyoruz. Atlayınca diğer öğünde yememiz gerekenden fazlasını yiyoruz. Özellikle duygusal iniş çıkışların yaşandığı dönemlerdeysek, içimizdeki duygu eksikliklerini unutmak için daha da fazla yemek yiyoruz. Hayatımızda düzen olmadığında ve kendimizi sıkıntıda hissettiğimizde, vücut gelecekle ilgili güvensizlik duyduğundan dolayı zor günler için yağ depolamaya başlar. Kişiler, gelecekleri ile ilgili endişe etmeye başlayınca, ellerinden geldiğince stok yapmaya başlarlar. Vücut da sizin düşüncelerinizi duyduğundan, o de kendi geleceği için stok yapar. Hayatınızı düzene soktuğunuzda, beslenme ve uyku düzeniniz tam olduğunda vücut, olması gereken sağlıklı ideal kiloya geri gelmeye başlıyor. Kısacası; beslenme ve uyku düzeni bozulunca kilo almaya başlarsınız. Herkes kilo vermeye çalışır ama önerim, niye kilo aldığınızı fark edip, diyetten önce düşüncelerinizi diyete almanız. Siz kendinizi güvende hissedince beyin de bedene “Rahat ol, her şey yolunda...” mesajı verir. Diğer olumsuz durumlarda, “Tehlike var, stok yap!” mesajı gidecektir. Üç gün aç bile kalsanız, vücut her bulduğunu stok yapmaya başlar. İçerideki hücrelerin aklı da sizin beyninize bağlı... Dışarıya nasıl bir tepki veriyorsanız, hücreleriniz de vücudunuzun içerisinde aynı tepkiyi veriyor. Düşüncelerimizle nasıl hasta oluyoruz? Hazmedemediğiniz, aşırı tepkiler verdiğiniz, sizi kıran, üzen, affedemediğiniz, özellikle de helalleşemediğiniz her türlü olay vücudunuzda sağlık sorunları yaratmaya başlıyor. Yaptığım bireysel görüşmelerde düşünce yapıları aynı olan kişilerde benzer hastalıklara rastlandığını fark ettim. (Burada yazdıklarım teşhis ve tedavi amaçlı değildir. Sadece gözlemdir. Sağlık ile ilgili teşhis ve tedavi için doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekiyor.) Birkaç tanesini paylaşmak istiyorum: • Geçmişi affetmezseniz, sırt ağrısı yaşayabilirsiniz. • Sevdiğiniz insana kendinizi anlatamazsanız, boyun ağrıları yaşayabilirsiniz. • Her türlü akciğer, astım, bronşit gibi solunum sorunu altında “İnsanlar beni sevmiyor...” düşüncesi olabilir. • Her türlü şeker rahatsızlığı altında, “Bu hayatta yaşayacağımız güzel bir şey kalmadı!” düşüncesi olabilir. • Yüksek tansiyonun altında, “Kendimi size daha ne kadar ispatlamak zorundayım? Görün beni. Değer verin artık!” düşüncesi olabilir. Hep verip bir şey alamamak, yüksek tansiyona sebep olabilir. • Düşük tansiyonun altında artık bu dünyadan keyif almadığınız düşüncesi olabilir. • Diz ağrıları inatçılık, ayak ağrıları yaptığı işi sevmemekle ilişkili olabilir. • Vücudun sol tarafındaki her türlü ağrı, geçmişle ilgili affedilmemiş, birikmiş enerjiler, sağ tarafındaki her türlü ağrı da gelecekle ilgili endişelerle ilgili olabilir. • Saç dökülmesi, aşırı kontrolcülük ve mükemmeliyetçilik yüzünden olabilir. • Böbrek ağrıları, hazmedemediğiniz olaylar sebebiyle olabilir. Gözlemlediğim birçok olayı, internet sayfamızda daha detaylı ve güncellenmiş halleriyle paylaşmaya devam ediyorum. Yeniden belirtmek isterim ki yazdıklarım teşhis ve tedavi amaçlı değildir. Teşhis ve tedavi doktorların işidir. Hastalık deneyimi yaşayanlar, tedavi sürecinizde, enerjinizi nereye harcadığınıza çok dikkat edin! Geçmişe takılı kalmayın. Affedemediğiniz bir durum varsa ve kalbiniz sevgiye kapalıysa iyileşme şansınız oldukça düşer. Siz milyon kere bile haklı olsanız, kendi içinizdeki enerji kaçakları size zarar verebilir. Örneğin, vücudundaki asker hücrelerin araçlarına koymanız gereken yakıtı, siz halen geçmişte affedemediğiniz eski olaya harcıyorsanız, vücudunuzdaki asker hücreler de kötü hücreleri dışarı atamıyor. Vücudunuzdaki yakıtı nereye kullanıyorsunuz? Hemen kaçakları bulup affedin, helalleşin... En tehlikelisi asla affetmeyeceğinizi düşündüğünüz kişilere sürekli enerjinizi kaptırmanız. Gençken yani enerjimiz yüksekken, kötü düşünceler bedenimizi çok fazla yormayabilir. Kendi kendinizi hasta ettiğinizin farkına bile varmazsınız. Oysa yaş ilerledikçe, gençlikteki enerjiyi bulabilmek zorlaşacaktır. Bir an önce boşa gönderdiğiniz enerjileri temizleyip şifalandırmanız gerekiyor. Enerjiniz henüz varken, doğru şekilde kullanmalısınız. Doğayla iletişim içerisinde olarak, sağlıklı beslenerek, sağlıklı uyuyarak, yaşadığınız olaylara önce iyi tarafından bakarak, geçmişi affederek, kendinizle ve herkesle helalleşip hayatınıza şükrederek boşa giden büyük bir enerjiyi kendinize yönlendirerek, sağlık durumunuzu daha iyiye taşıyabilirsiniz. İnsanı ilaçla iyileştirirsin ama kafa yapısı değişmezse, yeniden hasta olur. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Her Şey Hakikati Görmekle Başlar” kitabından alınmıştır.
: / :