Farkındalık Kartları
🌼 YAKITI NEREDE KULLANACAKSINIZ?
Yazı Boyutu:
Kart Yorumu
Dualarla, zikirlerle, nefes çalışmaları ve oruçla aslında bir enerji üretiyorsunuz. Beyninizdeki titreşimleri genişletiyorsunuz. Zikirler beyninizdeki kilitli bazı kapıların açılması ve sizde Esma ül Hüsna isimlerinin Allah izin verdiğince, lütufta bulunduğu kadarıyla yansımalarının ortaya çıkmasına yardımcı oluyor.
Genelde kişiler bu açılımları bilmediklerinden, dua ve zikirleri hayatlarına para çekmek için, aşk çekmek için, o anki sıkıntılı durumdan kurtulmak için kullanmayı seçiyorlar. Dua ve zikir ciddi anlamda bir enerjidir. Bu yakıtı nerede kullanacağınıza dikkat edin!
Yakıtınızla dünya nimetleri peşinde koşarken, ruhunuzu Yaradan’a ulaştırmak ve ruhunuzu güçlendirmek için de kullanmanın yollarını sorgulayın. Hayatı sorgulamadan körü körüne hiçbir zaman yaşamayın. En önemlisi de, hayatın hakikatini anlamaya, hissetmeye, algılamaya ve hazmedebilmeye niyet edin...
Hepimiz bu gezegende doğup, yaşayıp, öleceğiz. Bedensel formumuzun içerisindeyken gerekli enerjiyi, ölüm sonrası yaşam için ahiret kumbaramıza biriktirmediysek vay halimize. Sonu olan bu küçük gezegende tutsak kalabiliriz!
Egomuz bu tür söylemlerde devreye girip bizi dünya peşinde koşturtmaya devam etmek isteyecektir.
Dikkatli olun. Ego batıla kaymayı sever. Ruhumuz her zaman anda ve hakikattedir.
Kuran’ı sevap kazanmaya çalışarak veya korkuyla okumak yerine, Allah’a ulaşma yolunu gösteren, hakikat, anlatan, hem bu hayatta hem de ahiret hayatında bizleri ziyandan uzak tutmaya çalışan yol gösterici bir rehber olarak okursanız içinizde yeni kapılar ve farkındalıklar açıldığını hissedeceksiniz.
Kuran’da her şey gayet açık ve net anlatılmıştır. Bilimin yeni keşfettiği bazı konuların, 1400 yıl önce yazılmış olduğunu görürsünüz.
Evrenin genişletilmesi ve sonra daralacak olması bunun bir örneğidir.
Bilim adamları, “Her madde titreşim yayar...” der. İnancımızda ise, yaratılmış her zerre Rabb’ini anar...” der. Anmaktan kasıt nedir? Maddenin belli bir frekansta daimi
olarak titreşmesi mi?
Allah’ı anmak, zikretmek, bir ortamda konuşmak, aslında sizin yaratıcı ile görünmez bir bağ kurmanızdır. İlahi sistemin frekansı ile titreşmektir... İlahi akışa girmeye başlamaktır.
Gerçek huzur, Allah’ı her an anmakla başlar...
İstediğiniz kadar övünebileceğiniz şeye sahip olsanız da, Allah’ı andığınız andaki huzurun yerini hiçbir şey tutmuyor.
“Dua ettiğim zaman kendimi daha huzurlu hissediyorum. Daha akışta hissediyorum. Dua ettiğimde yemeğimi yerken daha güzel tat alıyorum. Sevdiklerimle daha iyi iletişim kurabildiğimin farkındayım...”
Hayata bakış açım eskiye göre neredeyse tepetaklak oldu. Eskiden hırslarım vardı. Garantide olmak isterdim, biriktirmek isterdim. Stok yapmak isterdim. Oysa şimdi sakinim. Her şeyin bir şekilde çözüleceğine inanıyorum.
Başka insanların hayatlarını kurcalamıyorum, açıklarını aramıyorum, merak etmiyorum. Başka insanların zayıflıkları ya da kusurlarını bir başkası ile konuşma malzemesi yapmıyorum. Başkalarının kusurlarını gece gibi örtücü olmaya başladım.
Ailemin bir şekilde benim titreşimimden etkilendiğinin farkındayım. Ben dengede olduğumda ailemin de sakin ve dingin, öfkeli olduğumda da onların da dengelerinin sallandığının farkındayım. Bazen de tam tersi olabiliyor.
İyi anne baba direktifler, emirler, komutlar yerine, kendi hayatıyla örnek olmalı. Çocuğunuza gidip “Ders çalış!” diyorsunuz. Kendi hayatınızı örnek gösteriyorsunuz. Oysa o size bakıyor, sabahtan akşama kadar çalışmış, bitap düşmüş bir anne baba görüyor. Sizi bu halde gören çocuk, “Annem babam gibi olmak istemem” der kuşkusuz. Dolayısıyla derslerine çalışmaz...
Oysa evinize mutlu ve neşeli gelseniz, çocuğunuza zaman ayırsanız, o da sizi örnek alacak, aynısını yapacak ve çalışacaktır.
Çocuklar belli bir yaşa kadar büyüklerine zıt gidip kendi varlıklarını onaylatmak ve göstermek isterler. Bu sebeple çocuğunuzu sevgi ve hoşgörüyle karşılayıp onun büyümeye başladığını kabullenin.
Anne ve baba olmakla birlikte onunla arkadaş da olmaya çalışın.
“Allah’ım ailem sana emanet. Hepimiz sana emanetiz. Hepimiz sana teslimiz. Şükürler olsun.”
Bülent Gardiyanoğlu’nun “Her Şey Hakikati Görmekle Başlar” kitabından alınmıştır.