Siz her ne kadar farkındalık alanına geçip üretken olmaya, huzurlu olmaya, dengede olmaya çalışsanız da vesvese sizi yine rahat bırakmayacak, sürekli kafanızın içinde konuşup duracaktır. Bir şey yapmak istediğinizde “Yapamazsın! Boşuna uğraşma!” diyecek, bir proje geliştirdiğinizde, “Buna kimse itibar etmez ki! Başka yapacak kimse mi yok?” diyecek, birisi için taş üstüne taş koymaya kalktığınızda hemen “Boş ver. Zaten insanlar nankördür. Bugüne kadar kimlere kimlere iyilik yaptın da kıymetin mi bilindi?” diyecektir... Kafanızdaki bu sese inanmayın, güvenmeyin, dinlemeyin! İlla dinleyecekseniz kalbinizi dinleyin, ona güvenin. Daha az konuşur, daha kısık sesle konuşur ve öyle başınızın etini yiyecek şekilde konuşmaz. Bir kez söyler ama doğruyu söyler. Vesvese sürekli işinizi bozmaya çalışır. Siz farkındalık alanında oldukça, farkındalığı yoğun yaşadıkça vesvese de daha fazla saldırır, sabote etmeye çalışır. Başınızın etini yer, rahat bırakmaz. Ancak farkındalıkta kalmayı başarırsanız, kazanan siz olursunuz. Sizi etkileyemeyen vesvese yakınlarınızı etkilemeye çalışır. Bu defa eşinizle aranızı bozmaya, arkadaşlarınızla ilişkilerinizi bozmaya çalışır. Kafanızı karıştırmak için uğraşıp durur. İlişkilerin de en büyük sırrı budur. Karıkocanın arası nasıl bozulur, iyi giden bir şirkette ortaklar nasıl anlaşmazlığa düşer, çok yakın iki arkadaş nasıl küser, evde her şey yolundayken anne, baba ya da çocuklardan biri nasıl arıza çıkarıp ortamı bozar, bir düşünün bakalım? Bunun cevabını hiçbir kitapta bulamazsınız. Anlatan da olmaz. Bunlar ancak yaşayarak görebileceğiniz durumlardır. Kendi adıma ben de bunların cevaplarını kitaplarda değil yaptığım binlerce görüşmede, yaşadığım olaylarda, gözlemlerimde bulabildim. Tam konsantre olmanız, enerjinizin yüksek olması gereken bir iş yapacağınız gün, aksilikler gelip sizi bulmaya başlar. Hiç aramayanların arayacağı tutar, bozulmayan aletlerin bozulduğunu görürsünüz ve hem siz hem de çevrenizdekiler gerginlik yaşamaya başlar. İşte farkındalık bu noktada işinize yarayacaktır. Sükûnetle kafanızın içindeki vesveseyi susturacak, farkındalıkla davranacak ve işinizi bozmasına izin vermeyeceksiniz. Vesveseye kanarsanız, belki sevdiklerinizin kalbini kıracaksınız, evde hır çıkacak, bozuk bir moral ve düşük bir enerjiyle toplantıya gideceksiniz ve muhtemelen de o toplantıdan iyi bir şey çıkmayacaktır. Fakat farkındalıklı davranır ve vesveseye, “Benim için harika bir kahvaltı hazırlanmış. Bütün işlerim yapılmış. Demek ki bugün harika bir gün geçirmem ve başarılı olmam isteniyor. Şükürler olsun...” derseniz, o gününüz güzel geçer ve üretken bir toplantı ve çalışma yaparsınız. Farkındalık bir an değildir. Bir sertifika, bir diploma da değildir. Farkındalık bir süreçtir. Sürekli olarak yaşamınızda yer alması gereken ve sürekli öğrenmeye devam ettiğiniz bir süreçtir. Her gün, her olayda, her kişide yeniden ve yeniden hatırlamanız ve uygulamanız gereken bir süreçtir. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Diyelim ki vesvese beni kışkırtmaya, biriyle kavga ettirmeye çalışıyor, tam tersine o kişiye daha iyi davranmaya çalışıyorum. İçimdeki ses delirse de umurumda değil çünkü biliyorum ki onunla kavga etmez de iyi davranırsam, büyük ihtimalle yarım saate kalmayacak, güzel bir karşılık alacağım. Belki o kişi diyecek ki: “Harika bir fikrim var! Hadi beraber yapalım...” Burası önemlidir, unutmayın! Eğer vesvese birdenbire atağa kalktıysa, sizi sürekli olumsuz bir şeye sürüklemeye, sözgelimi tartışmaya çekmeye, germeye çalışıyorsa bilin ki yakında sizin için güzel bir fırsat vardır. Ancak vesveseye kapılır, gerilir, tartışırsanız, o kısmet kaybolup gidecek, belki de göremeden yanından geçip uzaklaşacaksınız. Vesveselerin sizi korkutmasına, yıldırmasına, dünyalık işlerle sizi endişeye salmasına izin vermeyin. Vesvese sizin kıtlık bilincinizi kullanır, sıkıntılarınızı kullanır. Korkutmaya ve geri çekilmenizi sağlamaya çalışır. Oysa biz insanlık olarak ne krizler atlattık, ne büyük badirelerden geçtik ve yine ayaktayız. Dünya savaşları bile yaşamış bir neslin torunlarıyız ve kişisel olarak da sandığımızdan daha güçlüyüz. Atalarımız da biz de kimi zaman aç da kaldık ama ayakta kaldık. Öyleyse niye korkalım, niye endişelenelim? Korkmanıza, endişelenmenize gerek yoktur. Korkmayın, endişelenmeyin, farkındalık içinde kalın ve önünüze bakıp üretmeye devam edin. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Yüreğiyle Konuşanlar” Kitabından alınmışıtr.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)