Zoru sevmek, mükemmeliyetçi olmak, her şeyi kontrol etmeye çalışmak… Bütün bunlar insana uzun vadede büyük bir yorgunluk ve tatminsizlik getirebiliyor. Çünkü hem hataya tahammülünüz olmayabiliyor hem de her konuda kendinizi kanıtlama baskısı hissedebiliyorsunuz. Bu durum zihinsel olarak da duygusal olarak da yıpratıcı olabiliyor.
Şunu hatırlamak önemli: “Mükemmel” diye bir şey aslında yok. Mükemmellik, her insana göre değişen ve içi tamamen dolmayan bir kavram. “En iyisi” olmaya çalışmanın bedeli, çoğu zaman kendimize hayatı daha da zorlaştırmak oluyor. Bunu fark ettiğiniz anda, durup kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Mükemmel olsam ne kazanıyorum, mükemmel olmaya çalışırken neler kaybediyorum?”
Kendine şefkat göstermek: Hata yapmanın insan olmanın bir parçası olduğunu sık sık hatırlamak gerek. Kötü hissettiğinizde, aynada kendinize bakıp “Bazen hata yapmak normal, ben de insanım” diye hatırlatın. Kendinize bu şefkati gösterdiğinizde omuzlarınızdaki yüklerin hafiflediğini göreceksiniz.
Sorunları ve geçmişi affetmek: Geçmişteki kırgınlıklar, pişmanlıklar, kendimize veya başkalarına yönelik öfke duyguları birer pranga gibi davranışlarımızı yönlendirebilir. “Ben bu öfkeyi, kırgınlığı, pişmanlığı artık taşımak zorunda değilim” diyebilmek ve kendinizi (ve olayları) affetmek, o prangalardan kurtulma yolunda büyük bir adım.
Kontrolü paylaşmak: Hayattaki her şeyi kontrol edemeyiz. Kontrol edemediğimiz alanlarda direnmek, boşa enerji harcamaktan başka bir şey değil. Yapabileceğinizin en iyisini yapıp, geri kalanında güvenmeyi ve teslimiyeti deneyin. “Bana düşen bu kadarı, gerisi akışta.” diyebilmek zihninizde ve bedeninizde hafiflemeye neden olur.
Ufak adımlarla değişmek: “Ben mükemmeliyetçiliği bir anda bırakacağım!” demek sizi bir kez daha baskı altına sokabilir. Bunun yerine, aşamalı olarak rahatlamayı deneyin. Mükemmellik yerine “yeterince iyi” kavramını benimseyin. Ufak tefek “kusurlarla” barışıp, hayatın da insanların da, sizin de esnek alanlara ihtiyacı olduğunu anlayın.
Yeni alışkanlıklar edinmek: Yoga, nefes egzersizleri, yürüyüş, meditasyon gibi iç dünyanızı sakinleştirecek pratikler hem sizi “anda kalmaya” hem de kabul duygusunu artırmaya yardımcı olur. Duygu ve düşüncelerinizi bastırmadan, yargılamadan izlemek bile büyük bir rahatlama sağlayabilir.
Destek almak: Kimi zaman mükemmeliyetçilik ve kontrol ihtiyacı, derinlerdeki başka korkularla (reddedilme korkusu, yetersizlik inancı vb.) bağlantılı olabilir. Bir terapist, danışman veya koç desteğiyle bu konular üzerine çalışabilir, altında yatan dinamikleri keşfederek kalıcı dönüşümler yaşayabilirsiniz.
“Zoru sevmenin ardında kendini ispat etme duygusu var.” diyorsunuz. Bu duygu, kökünde belki de sevilme, onaylanma, değerli olma ihtiyacından geliyor olabilir. Kendinize gösterdiğiniz değeri ve şefkati artırdığınızda, başkalarına ispat etme çabanız azalır. Kendinizden memnun olduğunuzda, dışarıdan gelecek onaya duyulan ihtiyaç da hafifler.
Artık “el âlemin ne dediği” kadar “ben kendimi nasıl hissediyorum, ben ne istiyorum, nereye gidiyorum” soruları ön plana çıkar. İşte bu özgürleştirici bir farkındalıktır. Kendinize karşı nazik, anlayışlı ve kabul edici davrandıkça zihninizin, yüreğinizin ferahladığını fark edeceksiniz.
Bu yolculuğa çıkma cesaretini gösterdiğiniz için kendinizi tebrik edin. Büyük dönüşümler, küçük farkındalıklarla başlar. Nasıl ki uzun bir yol, tek bir adımla başlıyorsa; siz de o ilk adımı atın. Çünkü mükemmel olmanıza gerek yok – özünüzdeki kıymet ve gücü fark etmeniz yeterli. Kendinizi affedin, geçmişi serbest bırakın ve rahat bir nefes alın. Zoru seviyor olsanız da, bazen hayatın kolay ve akışında ilerleyen tarafını da deneyimlemenize izin verin.
Unutmayın: Asıl güç, kendi üzerimizdeki baskıyı bırakabildiğimizde ortaya çıkar.
🎁🎁 Tebrikler. Nefes21 Akademiden harika bir eğitime %50 Burs kazandınız. Detaylı bilgi için +90 548 872 0090 Whatsapp numaramıza 5050 kodunu yazarak gönderiniz. Çağrı Merkezimiz size gerekli bilgileri yazılı olarak iletecektir. (Kazanılan burs hakkı nakite çevrilemez, başka bir indirim hakkıyla birleştirilemez, geçerlilik süresi 3 aydır. %50 Bursu 3 ay dolmadan bir başkasına devredebilirsiniz)