Farkındalık Kartları

🌼 LAF DEĞİL, İCRAAT

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Herkes birtakım dünyalık işlerin peşinde. Acaba kaç kişinin bütün çabası ruhunu Allah’a ulaştırmak? Kıyamet günü geldiğinde defteri sağdan verilenlerden olmak? Vesvese dört bir taraftan insanları kuşattı ve insanlar bunun farkında değil. Dünyalık beklentiler, korkular, endişeler ve küçük hesaplar yüzünden hakikatten her geçen gün biraz daha uzaklaşıyoruz. Ben kimseye “Çalışmayın! Mal mülk kazanmayın! Bolluk ve refah içinde yaşamayın!” demiyorum. Herkes her şeyin en güzeline layık... İyilik ve güzelliklerden bahsederken bunları sadece lafta dile getirip duygulanmaktan değil, icraatlarımızda da ortaya iyi ve güzel eserler koyabilmekten söz ediyorum. ARAYAN BULUR AMA... Maddi kaygılar ve endişelerle hayatta dünyalık her neyi arıyorsanız, günü geldiğinde, bir şekilde çoğunu bulacaksınız. Başardığınızda, başarmak için harcadığınız uzun zamanların ve büyük emeklerin acısını o kadar derinden hissedeceksiniz ki... kazandıklarınız, kaybettiklerinize değmeyecek. Genelde gençken ibadetimizden uzak, hep çalışarak farkında olmadan dünya malı peşinde koşarız. Önce okul, iş, kariyer, çoluk çocuk, birikim... İbadetlerimizi de ancak yaşlanınca yapacağız. Merak etmeyin, hayatınız boyunca dünyalık işler sizi bekliyor olacak. İbadetinizi geciktiren ya da zihninizde ibadeti gereksiz kılan her şey vesvesenin bir oyunudur. Aradığınızı günün sonunda bulacaksınız fakat aradığınızın Allah yolunda olduğundan emin olmaya niyet edin... Gereksiz birçok şey için zamanımızı fazlasıyla harcadık. Bundan sonraki her anımızın Allah’ın yolunda olmasına niyet ediyorum. İSYAN ETMEYİN Bugüne kadar bana zarar veren insanların hayatlarının benimkinden daha iyiye gidiyor olmasının altında nasıl bir ilahi adalet olduğunu düşündüğümde, ilahi adalete müdahale ettiğimi ve kendi yaşam enerjimi tükettiğimi fark ettim. Onları sevsem ve dua etsem, enerjim onlara gitmeyecekti ama onları eleştirdikçe, kızdıkça benim yaşam enerjimle besleneceklerdi. Hayatlarındaki mutsuzluk benim hayatıma da yansıyacaktır. Onların yaşayacakları olumsuz sınavları kendime çekecektim. Birilerinden hesap sormak mı istiyorsunuz? Size çok zor ve çok kolay bir yol sunmak istiyorum: “Bir insana akılların alamayacağı derecede bir ceza vermek istiyorsanız, o insanı akılların alamayacağı kadar sevin...” diyor Şems-i Tebrizi... Bunu kaç kişiye söylediysem, ilk tepkileri, “Bana zarar verenlerin Allah cezasını versin! Onları nasıl sevebilirim?” diyerek sitem etmek oldu. Oysa böyle olumsuz konuştukça enerjinin olumlu kısımlarını onlara aktarıyor, onların olumsuz enerjisini de kendinize çekiyorsunuz. Bütün insanların birbirine kozmik bağlarla bağlı olduğunu fark ettim. Bazı bağlar güçlü, bazı bağlar zayıf. Sizekötülük yapanla da iyilik yapanla da aranızda bir bağ var. Fakat uykudaki insanlar bunu fark etmez. Gönül gözünüzle baktığınızda göreceksiniz. Güzel bağlara bir örnek vermek gerekirse; mesela hayatınıza giren birini sanki kırk yıldır tanıyormuş hissi duymanız... Unutmayın ki verdiğinizin altında beklentileriniz var. Bir şey yaptınız ve bir şey beklediniz. O beklediğiniz şey olmadığı için de kızdınız. Şu an öfke küpü halindesiniz. Bu öfke, nefsinizin ve şeytanın ortak çalışmasıyla üzerinize atılan bir atom bombasıdır. Bir an önce bundan kurtulmalısınız. Öfke sizi sevgiden, merhametten ve hakikatten uzak tutan düşük bir titreşimdir. İnanç yapınıza bakın... İnanç yapısının içinde sevgi, huzur, hoşgörü vardır. Kuran ve sünnetler dışında ne yapmaya çalışırsanız çalışın, sol elinizle sağ kulağınızı tutmak gibidir. Uzun yolu seçmiş olursunuz. Niyet ediyorum ki doğru yolu hep birlikte tekrar hatırlayabilelim. Artık uyanın! Sabahtan akşama duygularınız sizi yiyor, parçalara ayırıyor ve yönetiyor. Enerjinizi her tarafa yolluyorsunuz ve eve geldiğinizde bitkin halde oluyorsunuz. “Allah’ım, sana ulaşmamı engelleyen bütün duygulardan, düşüncelerden, bağımlılıklardan, korkulardan, endişelerden yine sana sığınırım. Allah’ım senin yarattığın ilahi sistemin hakikatini anlayabilmeye, hazmedebilmeye niyet ediyorum.” Bülent Gardiyanoğlu’nun “Her Şey Hakikati Görmekle Başlar” kitabından alınmıştır.
: / :