Denge Kartları

🌞 EŞTE ANNE, BABAYI ARAMAK

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Yaptığım seanslarda erkek, kadın fark etmeden çok kişide karşılaştığım bir durumdur. Eğer bir erkek çocuk annesine hayransa, hayatına annesine benzer kişiler çekmeye başlar. Eğer bir kız çocuğu babasına hayransa, hayatına babası gibi kişiler çekmeye başlar. Eğer bir kız çocuğu babaya öfkeliyse, yine hayatına babasını hatırlatacak kişiyi çekecektir. İlişkisi iyi başlayacak ama devamında erkeğin her hareketi ona babasını hatırlatacaktır. Aynısı erkek için de geçerli. Annesine öfkeli bir erkeğin, karısıyla sorun yaşama olasılığı çok yüksektir. Her kimi yargılarsanız hayatınıza ya öyle bir kişi çekersiniz ya da hayatınızdaki kişi öyle birine dönüşür. Buna “sınavın devamlılığı” diyorum. Bir sınav hayatınızdaki kişi ile bitmediğinde yeni gelenle devam eder. Anne ve babanızın evinden, evlenip kaçmakla sadece okulu değiştirirsiniz, sınavdan kurtulamazsınız! Anne ve babanızın evinden gerekli dersleri almadığınız için, yüzleşmediğiniz için, benzer durumları eş ve çocuklarınızla yaşarsınız. Eğer bir kız çocuğu babasının kucağından hiç inmediyse, normalin üstünde bir sevgi gösterdiyse babası, hayatının odak noktası yaptıysa mesela, o kız çocuğu ileride hayatına hangi erkek gelirse gelsin, babanın enerjisini yerine koyamayacağı için bir şekilde mutsuz olacaktır. Eşine her baktığında, “Niye babam gibi değilsin? Niye beni onun gibi el üstünde tutmuyorsun?” diye soracaktır. Hele de ilgisiz bir insana denk geldiyse, ciddi anlamda problem yaşayacaktır. Kişi, bunu yıllarca fark etmez. Uzun yıllar evliliğinde aslında babasının ona gösterdiği sevgi ve şefkati aradığını bilmez. Bu, kabulü oldukça zor bir durumdur. Babası kahramandır, kocası orta karar. Bu da kadını pek tatmin etmez. Bu ilişkide babasını koyduğu yerle eşini koyduğu yeri ayırması gerekir. “O benim babam, annem, beni koşulsuz severler. Ona teşekkür ederim” demeli ve anne, baba sevgisini hayatındaki insana duyduğu sevgiden ayırmalıdır. Eğer anneniz, babanız hayattaysa, yüzlerine karşı teşekkür etmenizde fayda var. Hayatta değillerse bağ kesmek için güzel bir çalışmamız var. Rahat ve sessiz bir ortama geçip, burundan beş kez derin nefes alıp verin. Avuçlarınızı ovuşturup, ısındıklarını hissettiğinizde yanaklarınıza koyun ve şunları söyleyin: “Baba, eşimde hep seni aradım. Eşim bana senin gibi iyi davranmadığı, el üstünde tutmadığı için eşime hep kızdım. Aslında derinlerde bir yerde kızgınlığım sanaydı baba... Farkına varmadan, ‘Neden beni bırakıp gittin?’ diye sana da kızdım... Lütfen beni affet. Her nerede isen mutlu ol. Seninle yaşadığım sevgi farklıydı, şimdi eşimle paylaşmaya çalıştığım hayattaki farklı. Bu da benim sınavım. Sevgiyle kabulleniyorum. Her insan farklı... Eşim, kendi imkânları doğrultusunda elinden geleni yapıyor. Ben onunla mutlu olmayı seçiyorum. Yuvamın içinde senin enerjini serbest bırakıyorum. Sen olduğun mekânda mutlu ol, ben de burada mutlu olmayı seçiyorum. Seni seviyorum. Lütfen bana hakkını helal et, ben de sana helal ediyorum ve sahip olduklarımın kıymetini bilmeyi seçiyor, eşimde seni aramaktan vazgeçiyorum. Sen farklısın, o farklı. Eşimden özür diliyorum... Af diliyorum... Onu sevmeyi seçiyorum... Eşime teşekkür ediyorum... Kabuldeyim... Yaptığım çalışmanın şifa olmasını niyet ediyorum.” Anne ile erkek çocuğun arası genellikle iyidir. Bir erkek evlat annesine hayran ise eşini zor günler bekler... Erkek genellikle annesinin yeteneklerini, şefkatini, sevgisini ve daha birçok şeyi karısında arar... Erkek farkında varmadan karısına zaman içerisinde içsel ya da dışsal olarak “Annem şöyle yemek yapardı, böyle evini toparlardı. Beş çocuk büyüttü sen bir taneye bakamıyorsun...” gibi sözler söyler. Böyle yaparak eşini motive ettiğini sanırken, farkına varmadan eşini yorar ve üzer. Bu şekilde annesiyle karısını karşılaştırmak, yargılamak erkeğe hiçbir şey kazandırmaz. Zaman içinde eşinin içten içe öfkelenmesine neden olur. Bu duruma sebebiyet verdiğini düşündüğü için yavaş yavaş kayınvalidesine de öfkelenir, hayattan kopar, soğumaya başlar. Kıyaslamalı bu tür ilişkilerde erkek, annesini aramaya başladıkça karısından da zamanla soğur. Çünkü anne sevgisi karşılıksızdır. Anne enerjisini üzerinden temizleyemedikçe, o enerji evin içinde var olmaya devam eder. Erkeğin, karısını olduğu gibi kabullenip, öyle yaşaması gerekiyor. Bunu yapmazsa erkek ve kadın birbirinden soğumaya devam eder. Erkek, “Annem daha iyisini yapardı” diye düşünürken, kadın “Annesini benden çok seviyor!” diye düşünür. Bu kötü bir sınavdır. Annenizle eşinizi lütfen kıyaslamayın! Bu sadece sizi değil, herkesi yorar. Erkeklerin anne ve eş arasındaki enerji dengesini sağlayabilmesi için güzel bir uygulamayı paylaşmak istiyorum. Yine rahat ve sessiz bir yere oturun. Avuç içlerinizi ovuşturun. Avuç içleriniz ısınınca yanaklarınıza koyun ve ardından şunları söyleyin: “Sevgili anneciğim, seni çok seviyorum. Bütün imkânlarını seferber ettin ve beni elinden gelen en iyi şekilde büyüttün. Bunun için gerçekten sana teşekkür ediyorum ve büyük saygı duyuyorum. İyi ki varsın. İyi ki hayatımdasın... Senin sevgili evladın evlendi. İlk başlarda seninle ve eşimle olan dengeyi pek sağlayamamış olabilirim. Bu sürede farkına varmadan seninle eşimi sürekli kıyasladım. Eşimde seni aramaya, görmeye çalışmaya son veriyorum. Şu andan itibaren seni özgür bırakıyorum. Sen de mutlu ol. Sen de güvendesin, ben de güvendeyim. Eşimi olduğu gibi kabulleniyor, onu olduğu gibi seviyorum. İyi ki var... O da elinden geldiğince bana yardımcı olmaya çalışıyor. Ondan af diliyorum, eşimi seviyorum. Şu andan itibaren eşime yüklediğim bütün beklentilerden vazgeçiyorum. Benim eşim güzeldir, yeterlidir, sevgi doludur. Yeterli bir eş ve annedir. Anneciğim, seni özgür bıraktım. Her nerede isen mutlu ol, huzurlu ol. Senin evladın güvende... Ona karısı iyi bakıyor. Lütfen benim için endişe etme. Ben halimden memnunum. Bunu ben seçtim... İyi ki beni yetiştirdin. Sana teşekkür ediyorum. İyi ki varsın anneciğim...” Eğer bu yazıyı okurken kocanızın ve annesinin size karşı ittifak olduğunu düşünüyorsanız, yani gelin siz iseniz ve eşinizin ailesine çok düşkün olduğunu düşünüyorsanız, bu durumu dengeye almak için aşağıdaki nefes çalışmasını en az 21 gün yapın. Rahat ve sessiz bir yere oturun. Avuçlarınızı ovuşturun ve yanaklarınıza koyun. Şu sözleri söyleyin: “Ben değerliyim. Ben yeterli bir kadınım. Ben yeterli bir anneyim. Sevgi dolu bir kadınım. Sevgi dolu bir anneyim. Ben yeterli bir gelinim, sevgi dolu bir gelinim. Geçmişteki tüm olumsuz kırgınlıklarımı, hesaplaşmalarımı kendi iyiliğim, çocuğumun iyiliği, ailemin iyiliği için bırakıyorum. Şu andan itibaren geçmişteki bütün kırgınlıklarımı, ailemin iyiliği için sevgiyle bırakıyorum ve yeni bir başlangıç yapmayı seçiyorum. Özüme dönmeyi seçiyorum. İnsanlar beni sever, ben de insanları severim. Kendimi geliştirmeyi seviyorum. Kendime vakit ayırmayı seviyorum. Hayatımı helal yoldan yaşadıktan sonra kimin ne söylediğinin önemi yok. Kendimi, ailemi ve tüm dünyayı seviyorum. Kendimle barış içindeyim. Mutluyum ve huzurluyum. Sevgili kocacığım, annenle beni kıyasladığın için seni affediyorum. Bakış açımı, kendi iyiliğimiz ve bütünün iyiliği için değiştiriyorum. Ben seni affediyorum. Yaptığın yargılardan dolayı sana kızmak yerine, seni olduğun gibi kabulleniyor ve affediyorum. İçimden seni yargıladığım ve sana kızdığım için affediyorum. Seni ve aileni olduğunuz gibi kabulleniyor ve seviyorum.” Sonra ismini kullanarak kayınvalidenize seslenin: “Senden özür diliyorum. İçimden sana kızdığım için, kocamı yönettiğin, yuvamıza karıştığın için sana kızdım. Sen de kendince haklıydın. Ben seni olduğun gibi kabulleniyorum. Olduğun gibi affediyorum. Sana kızmaktan vazgeçiyorum ve sana teşekkür ediyorum. İçimden sana kızdığım için senden özür ve af diliyorum. Seni seviyorum. İyi ki varsın. Eşimi dünyaya getirdin... İyi ki varsın ki çocuklarım bu dünyada... Sana teşekkür ediyorum. Her nerede isen mutlu ol. Oğlun güvende. Ben onu seviyorum, ona iyi bakıyorum. Sen de mutlu ol. Biz mutlu olmayı seçiyoruz ve seninle olan tüm olumsuz hatıralarımı sevgiyle gönderiyorum. Seni olduğun gibi kabulleniyorum ve affediyorum... Biz ayrı bir yuvayız. Sizler ayrı bir yuvasınız...” Bunun tersini de erkekler yapabilirler. Eğer karısı, annesiyle ittifak yapıyor, kocasının değil, annesinin, babasının sözünü dinliyorsa, öfkeye bürünüp fiziksel tepkiler göstermek yerine bu çalışmayı yapması daha faydalı olur. Karınız anne ve babasına düşkün ve sizi pek dinlemiyorsa bu, enerjiyi dengeye almak için güzel bir çalışmadır. Yine sessiz ve rahat bir ortama geçin. Bu çalışmayı diğer tüm çalışmalar gibi en az 21 gün canı gönülden yapmanız gerekiyor... “Sevgili kayınvalidem, seni olduğun gibi kabulleniyorum ve olduğun gibi seviyorum. Lütfen karımı özgür bırak. O artık büyük bir insan. Çocuk değil; kendi kararlarını alabilecek durumda. Ben eşimle mutlu olmayı seçiyorum. Seni seviyoruz. İçimden sana kızdığım için, tepki gösterdiğim için özür diliyorum. Ben karımla mutlu olmayı, yuvamda mutlu olmayı seçiyorum. Bizi özgür bıraktığın için sana teşekkür ediyorum. Sevgili karıcığım, sen olgun ve özgür bir kadınsın. Seni seviyorum... Lütfen annenin enerjisini yuvamıza getirmekten vazgeç. O olduğu yerde mutlu olsun, biz de olduğumuz yerde mutlu olmayı seçiyoruz. Sizi seviyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu dünyadayız. Eşimi öz haliyle seviyorum. Sen yeterli bir eşsin, yeterli bir annesin…” Kendi hayatımda bir gün şunu fark ettim: Hep otoriter, güçlü, erkek gibi duran kadınlar çekmişim. Peki neden böyle oluyordu? Neden hayatıma çektiğim tüm kadınlar aşağı yukarı böyle insanlardı? Cevabı bulmam uzun sürmedi: Hayatıma gelen kadınlar annem gibiydi. Kontrolcü ve güçlü... Kendim için şu çalışmayı yaptım ve annemle olan olumsuz enerji bağını nötrleyip temizledim: “Anne, sana olan hayranlığıma saygı duyuyorum. Sana, anne olarak hayranım. Hayatıma seni örnek alarak birini çağırmaktan vazgeçiyorum. Hayatıma, hayrıma olanı çağırmayı seçiyorum. Sana benzeyeni değil, benim için hayırlı olanı çağırıyorum. Daha önce nasıl niyetler yapmışsam, nasıl bir sinyal göndermişsem hepsini iptal ediyorum. Şu andan itibaren annem gibi değil, benim gerçekten mutluluğu paylaşacağım, benim ve onun hayrına olan kişi ile yaşam yolumda yürümeye niyet ediyorum...” (Her Şey Hakikati Görmekle Başlar kitabımızda bu konularla ilgili detaylı bilgileri elimizden geldiğince paylaşmaya çalıştık.) Bülent Gardiyanoğlu’nun “2 Tam Bir Tek” Kitabından alınmıştır.
: / :