Denge Kartları

🌞 ERKEK ÇOCUĞUN BABAYA KIRGINLIĞI

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Eğer bir baba, “Senden adam olmaz. Sen bir şey başaramazsın!” diye çocuğunu hırpalamışsa, o çocuk ya hakikaten ömür boyu ezik bir insan olarak bir şey başaramaz ya da kendini ispatlamak için işkolik olur, sürekli başarılı olma peşinde koşar. Kendini hep ispatlamaya çalışır. Belli bir yaştan sonra da aşırı işkoliklikten dolayı sağlığını kaybetmeye başlar. Çünkü bedenin bir dayanma performansı var. Bu performansın üzerine çıktığınızda bedeninizi yorarsınız. Stres altında bedeniniz sürekli yıpranır. Siz kendinizi ispat ya da başardığınızı göstermek arzusuyla öyle bir tempodasınız ki bunların başlangıcını göremezsiniz. Sadece bedensel sağlık sisteminiz isyan ettiğinde doktorunuzun uyarısı ile uyanmaya başlarsınız. Bir gün çok değerli bir büyüğümle sohbet ederken, sağlığına ilişkin bilgi verdi: “Alzheimer başlangıcı teşhisi kondu...” Önce biraz düşündüm. sonra onu hissetmeye çalıştım. Şu soruyu sordum: “Çocukken babanız hiç size ‘Senden adam olmaz!’ dedi mi?” “Evet! Öyle söylerdi sürekli... Nereden bildin?” “Genelde beyinsel sağlık problemlerinin temelinde, sürekli çalışmak zorunda olduğunuzu hissetmek, güçlü olmaya çalışmak, kontrolcü olmaya çalışmak, herkese yetmek zorunda olduğunuzu hissetmek, her şeyi bilmek zorunda olmak, sürekli kendinizi ispatlamaya çalışmak duygusunun oldukça yoğunlaşmış bir halinin yattığını gözlemliyorum. Eğer babanızı affederseniz ve yıllar önce ona olan kapatılmış sevginizi şifalandırırsanız, hissiyatım diyor ki doktorlarınız ile yaptığınız çalışmada mucizevî bir şekilde şifa bulacaksınız...” Kişi şu anda bir sağlık sorunu yaşıyorsa, geçmişte yaşadıklarıyla mutlaka bir bağlantısı vardır. Sağlıklı bedenimizi, kafayı bir şeylere takarak hasta ediyoruz. Erkek çocuğunun babayla çatışması kadar kötü bir şey yoktur. İşkolik olur, kendini ispatlamaya çalışır ama her zaman bundan dolayı yorgun olur, bitkin olur. Mutluluğu arzu ettiği gibi yaşayamaz. Babayla oluşan bu karmayı, öfke bağını temizleme vakti geldiğine inanıyorsanız güzel bir çalışma yapalım. Çalışmaya başlamak için sessiz bir ortama geçin. Avuçlarınızı ovuşturun. Avuç içleri biraz ısınınca yanaklarınıza yavaşça yerleştirin. Sonra avuçlarınız yanaklarınızdayken, ellerinizin babanızın elleri olduğunu hissedin. Sanki ordaymış gibi... Babanız bu dünyada olmasa bile bu çalışmayı yine de yapın. “Sevgili babacığım, içimde sana karşı bir öfke, bir kızgınlık var. İçimdeki bu duygularımı bugün şifalandırmaya niyet ediyorum. Bana her ne yapmışsan seni affediyorum. Seninle olan ilişkimizin koşulsuz ve şartsız şifalanması için niyet ediyorum. Kendi iyiliğim için, soyumun iyiliği için seni affediyorum ve özgür bırakıyorum. Şu andan itibaren kendi yolumu seçiyorum. Kendimi senden özgürleştiriyorum. Olumsuz duygularımı senden özgürleştiriyorum ve hepsini sevgiyle gönderiyorum. Olumsuz hiçbir duygu artık bana ait değil. ‘Eğer ben başarırsam, annem, babam benimle gurur duyar!’ düşüncesini bırakıyorum. Ben yeterliyim. Kendimi sana ispatlamak zorunda değilim. Doğal halimle başarılıyım. Her şeyi yapabilecek imkâna ve bilgiye sahibim. Baba, seni seviyorum ve affediyorum. Her nerede isen mutlu ol. Kendimi senden özgürleştiriyorum. Seni seviyorum. Senden, seni yargıladığım için af diliyorum. Bu kadar yıl kendimi sana ve insanlara ispat etmeye çalışmaktan dolayı kendimden de özür diliyorum. Şu andan itibaren yeni bir başlangıç yapıyorum. Yeterliyim, değerliyim, başarılıyım, sevgi doluyum, insanlarla barış içindeyim. Kendimi de, seni de seviyorum. Seni özgür bırakıyorum. Sana teşekkür ederim. Sen elinden geleni yaptın. Sen bana hakkını helal et, ben de sana helal ediyorum... İyi ki varsın baba... Seni tüm kalbimle ve içtenliğimle affediyorum, kabulleniyorum ve seviyorum... Artık özgürüm...” Yaptığınız çalışma şifa olsun. Bu çalışmayı en az 21 gün boyunca her gün yapın. Baba, erkek-çocuk ilişkisinde bunun tersi de benzer sonuçlara yol açabilir. Eğer baba çocuğunun her şeyi başarabileceğine inanıp, tüm sorumlulukları çocuğa yüklerse bu da çocuk üzerinde olumsuz durumlar oluşturabilir. “Benim çocuğum en iyisini yapar, harika işler başarır. Ona gidin sorun, o iyi bilir, gidin işinizi o halletsin...” diyorsa, çocuk aynı derecede baskı altında kalır. Bu durum için de yukarıdaki çalışmayı yapabilirsiniz... Erkek çocuğun anne ile problemi de ciddi sorunlara yol açar. Erkek hayatına kimi alırsa alsın, eşinde annesinin olumsuz yanlarını görür ve bundan dolayı farkına varmadan tepkiler ya da kavgalar çıkarır. Aslında görünürde bağırdığı kişi karısıdır ama içlerinde bir yerde bağırdığı kişi annesidir. Bunun biran önce şifalanmasında büyük fayda vardır. Bu durum yuvadaki sevgi bağlarının kopmasına kadar götürebilir. Geçmişinizde kırgın olduğunuz, öfkeli olduğunuz, hesaplaşmalarınızın olduğu birini bırakmayın. Geçmiş tüm ilişkilerinizi kendi iyiliğiniz, soyunuzun ve ailenizin iyiliği için şifalandırın. Bu dönemki enerji şifalandırmak için oldukça uygun. Siz yeter ki “Artık yeter çektiklerim! Ben hayatımı şifalandırmak istiyorum...” deyin... Geçmişinizi temizleyin, affedin, şifalandırın. Annenizle sorununuz varsa, eşinizle ya da kız çocuklarınızla da aynı sorunları yaşarsınız. Yapmanız gereken, diğerleri gibi şifa çalışmasıdır. Bu durum için de güzel bir çalışma yapalım... Rahat ve sessiz bir yere geçip, avuçlarınızı ovuşturduktan sonra yanaklarınıza koyun ve seslenin: “Sevgili anneciğim, yıllarca yaptıklarından dolayı sana kızdım, seni yargıladım, içimde sana karşı birikmiş o kadar kırgınlık var ki... Sana çok kırgınım. Bu duygularımdan dolayı artık bir şeyin farkındayım... Hayatıma senin yaşattığın olayları yaşatan insanlar çekiyorum. Bunun şifalanması için, seninle olan bağlarımızın yeniden sevgiye dönüşmesi ve şifalanması için niyet ediyorum. Kalbimdeki annemi şifalamayı seçiyorum. Bu benim iyiliğim ve soyumun iyiliği için yaptığım bir seçim. Anne, seni affediyorum. Yıllarca seni yargıladığım, sana kızdığım, öfke gönderdiğim için lütfen beni affet. Anne, seni seviyorum; iyi ki varsın... Sana hakkımı helal ediyorum; sen de bana hakkını helal et. Bundan böyle seni düşündüğümde içimde sevgi oluşacağının farkındayım. Her ne yaşadıysan bu senin sınavındı. Senin sınavından kendimi özgürleştiriyorum. Kendi yolumu seçiyorum. Artık özgürüm... Şükürler olsun, hamdolsun...” Anne ve babanın ilişkisini farkına varmadan gözlemliyoruz. Farkına varmadan onları yargıladığımızda, onların ya- şadıklarını zamanla yaşamaya başlıyoruz. Farkında olmadan örnek alıp, daha sonraki kuşaklara da bu yaşamları iletiyoruz. Kız çocuk, “Babam aldattıysa, benim kocam beni muhakkak aldatır!” diye düşünür. Eğer annesi aldattıysa, annesini yargılar, farkına varmadan öyle bir çekim oluşturur ki evliliğinde eşini aldatabilecek duruma kadar kendisini sokar... (Kadın Olmayı Hatırlamak kitabımızda bu konuları elimizden geldiğince paylaşmaya çalıştık) Erkek çocuk, annesi babasını aldatmış ise “Annem yaptıysa, karım beni aldatır!” diye düşünür. Babası annesini aldatmış ise babasını yargılamıştır. Zaman içinde o da karısını aldatacağı durumlar yaratmaya başlar... Ne enerji üretirseniz, gün gelir nötrlenmek için size döner. Bu kitapta amaç, size dönmeden onları nötrlemeniz konusunda uyarmaktır. Yani sevgiye dönüştürmeyi başarmak... Şimdi yeni bir başlangıç zamanı! Olumsuz, zor günler geçmişte kaldı. Siz nerde nasıl bir enerji ürettiğinizi fark ettikçe aslında nötrleme de başlıyor demektir. İlk adım direnmek yerine kabule geçip o duruma ya da yargıladığınız olaylara sevgi göndermektir. İlk adımı bile atmak, yaşadığınız birçok olayı şifalamaya başlayacaktır. “Yüceler yücesi Rabbim, ben kendimi şifalandırmayı seçiyorum, kalbimi şifalandırmayı seçiyorum. Lütfen buna kalbimi razı eyle. Bunun bana iyi geleceğine inanıyorum, hissediyorum. Soyumun iyiliği için yapıyorum. Sonsuz teşekkür ederim...” Bülent Gardiyanoğlu’nun “2 Tam Bir Tek” Kitabından alınmıştır.
: / :