“Beklentilerin bittiği yerde mutluluklar başlar.” Bir ilişkide bizi mutlu eden, beklentilerimizin karşılanması, mutsuz eden ise beklentilerimizin karşılanmayışıdır. Genelde bu dönemde gözlemlediğim, ilişki bir şekilde başlıyor ve herkes karşısındaki kişiye bir anlam yüklüyor. Bu anlamın karşılığını göremediği zaman sıkışmaya başlıyor. Zamanla bu dışsal tepkiye dönüşüyor. Neden öfkelendiğini bulamıyor ama hayatındaki kişinin davranışları batmaya başlıyor. Sonra onu yaşam alanında kabullenemiyor. Sonrasında tartışmalar geliyor. İnsan kime bağırır? Ulaşamadığı kişiye. Eğer karşındaki kişiyle kalpten kalbe konuşuyorsan, zaten kelimelere ihtiyacın yoktur, telepati ile, gönül dili ile konuşursun. İlişkinde ses yükseltmeler, bağırmalar başlamışsa, o kişiye ulaşamıyorsun demektir. Hayatın içinde gerçekten mutlu olmaksa niyetiniz, sahip olduklarınıza şükretmeniz gerekiyor. Daha iyisini hak etmiyor musunuz? Elbette ediyorsunuz. Ama daha iyisini bulsanız bile, kafa yapınız değişmediği için, bir süre sonra beklenti yarattığınız için o da sizi mutsuz edecektir. Bir ilişkide gerçekten beklentisiz yaşamayı deneyin. Sahip olduklarınıza şükrederek yaşamayı deneyin. Bu, hayatınızdaki birçok konuda şifalanmanızı sağlayacaktır. Hayatınıza şükrettikçe daha güzellerin geldiğini göreceksiniz. İsyan ettikçe, sahip olduklarınızın sizden uzaklaştığını fark edeceksiniz. Siz eşinize kızdıkça o daha çok sizi kızdıracak şeyler yapacak. Sonunda bir şekilde patlayacaksınız... Bazı durumlarda evin içinde iki ayrı insan gibi yaşarsınız. Size sorsalar, kötü bir eşle beraber olduğunuzu söylersiniz. Ne ilginçtir ki eşinize sorsalar o da aynı şeyi söyler. Herkes kendince haklı, herkes kendince düzgün! Peki hayatınızı paylaştığınız kişi, o hep mi kötü birisi? Peki kötü biriyse neden hayatınıza aldınız? Hayatınıza alırkenki beklentiniz neydi? Her ne beklediyseniz hiçbirinin olmadığının farkında mısınız? Sahip olduklarınızı kabule geçin. Bir dilim ekmek bulamayan, geceleri kimseye sarılamayan insanlar olduğunu unutmayın. Eşiniz hata da yapsa, birbirinizi affedin ve sarılıp uyuyun. Yatağınıza öfkeli girmeyin, birbirinize kızmayın. Özellikle de içinizden ona söylenmeyin. İçinizden söylediğiniz her söz, ondan size sözlü olarak yansıyor. Bunu artık fark edin! Eşinize ne gönderiyorsanız, size geri yansıyor. Ona içinizden sevgi göndermeyi bir deneyin; o da can... Sevgiye kim dayanabilir ki? Onu sevmeyi deneyin... Hem de gönülden... Sizin hayatınızdaki en önemli noktalardan biri budur. Yatağa öfkeli girerseniz, yedi, sekiz saat boyunca yanınızdaki kişiyi de olumsuz enerjinizle bir şekilde yorarsınız. Uyanın ve elinizdekilerin kıymetini bilin. Mutluluk içinizdedir. Onu yaşayamazsanız, dışarıda bir mutluluk da yaşayamazsınız. Toparlanın ve sizi mutsuz eden bütün düşünceleri kafanızdan atın. Kendinizi mutsuz etmek için yıllarca binlerce bahaneniz oldu. Ya kendinizi, ya başkalarını suçladınız. Ama artık kendinizle mutlu olun. Kendinizle mutlu olamazsanız, kim gelirse gelsin hayatınıza, onunla da mutlu olamazsınız! Sizin içinizdeki mutluluk sürahisi boşsa, kimin mutluluk bardağını doldurabilirsiniz ki? Kalkın, eşinizin yanına gidin ve şunları söyleyin: “Varlığın için teşekkür ederim. Aynı kafada olmayabiliriz ama seni de bir anne doğurdu. Senin de sevilmeye ihtiyacın var. Belki bunu sana kimse göstermedi ama biz birbirimizi kırarak sevgisizliğimizi bizden sonraki kuşaklara aktarıyoruz. Atalarımızdan gelen hayatı gel biz burada düzeltelim. Ben senden özür diliyorum. Diğer taraftan amacım artık seni suçlamak ya da kendimi suçlamak değil. Biz sevgiyi ailelerimizden belki alamadık ama gel bunu en baştan deneyimleyelim. Sen de cansın, ben de canım. Beni de bir ana doğurdu. Bu noktaya gelmesini istemedim. Sana karşı bir hatam olduysa beni affet. Ben seni affediyor ve hakkımı helal ediyorum. Başkalarına duyduğum öfkeyi senden çıkardığımın farkındayım. Bunun için de özür dilerim. Şu andan itibaren sevgiyle hoşgörülü olmaya niyet ediyorum. Yeniden başlamaya niyet ediyorum. Gel birlikte adım atalım. İkimiz de mutlu olmayı hak ediyoruz. Biz birlikte mutluluğu çözemezsek, dışarıda kimseyle de bunu çözemeyiz. Seninle yeniden başlamaya hazırım. Yuvamızda mutlu olmaya, yaşadığımız her anın kıymetini bilmeye hazırım. Hayatı paylaşmaya, sana sarılıp uyumaya, sabah gözlerimi açtığımda seni yanımda görmeye hazırım. İyi ki varsın...” Niyet ediyorum hayatınızdaki ilişkiniz mucizelerle şifalansın... Bülent Gardiyanoğlu’nun “2 Tam Bir Tek” Kitabından alınmıştır.

🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız. 

Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.

 Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)