Çoğumuzun içinde bütüne hizmet etme ile ilgili istek vardır. Bütüne hizmet etme durumu, anne karnından itibaren, hayatın kaosları içinde başlıyor. Herkes hayata farklı noktalarda, farklı imkânlar ve ailelerde geliyor. Herkesin başlangıçtaki durumu eşit olmayabilir. Lakin enteresan bir durum var ki, genellikle dünyada isim bırakmış insanlar, ya ailesiz insanlardır, ya çöpe bırakılmış çocuklar ya da sıkıntıda büyümüş olanlar. Her türlü imkânı hiç uğraşmadan önünde bulan çocukların tek amacı, ailenin imkânlarını kullanmak olur. Çok şükrediyorum: İyi ki çok rahat bir ailede doğmadım, her şeyin dört dörtlük olduğu bir ülkede doğmadım! Böylece uyanma ve bir şeyleri görme şansım oldu. Oysa televizyonda bize hep Amerika’daki rahat yaşamlar gösterildi. “Akşama bu smokini mi giyeyim, diğerini mi? Yarın o partiye mi gideyim, bu partiye mi?” diye düşünen insanların hikâyesi anlatıldı. Oysa her şeye sahip olmak, tükenmişliğin başladığı noktadır. Gelişmiş ülkelerde gençlerin depresyonu, gelişmemiş ülkelerdeki gençlerden daha fazladır. Onların başarma hedefi yok. “Nerede eğleniriz, nerede para harcar, nerede kafayı çekeriz?” diye düşünüyorlar. Almanya’daki dostlarım, “Biz iki üç nesil, Almanya’yı 2. Dünya Savaşı etkisinden çıkarmak için deli gibi çalıştık. Oldukça disiplinli ve çalışkandık. Bizden sonra farklı bir nesil geldi. Yeni nesil bizim gibi disiplinli, çalışkan, üretken ve faydalı olmak yerine, hayatını bilgisayar, telefon, TV başında geçirmek istiyor. Bazılarının da amaçları eğlence... Kendilerine bir faydanız varsa, sizinle iyi geçiniyorlar. Kısacası çalışmak ve üretmek istemiyorlar...” şikâyetini dile getiriyor. İlginç bir durum. Aşırı çalışkan ve hayatlarını üretime adamış birkaç nesilden sonra tembel ve üretmek istemeyen yeni ve farklı bir nesil geldi. Aklınızda bulunsun, aşırı disiplinli olursanız, dağınık bir evladınız veya eşiniz olabilir. Aşırı dağınık olursanız disiplinli, titiz ve tertipli biri size sürekli söylenebilir. Genelde bunun ismine denge diyoruz. Bu yüzden denge önemlidir. Her zaman dengenin önemini hatırlayın. Bir şeyin enerjisini kendinize çekerseniz, etrafınızdaki birilerinden bu enerjiyi almış olabilirsiniz. Büyük ihtimalle onlarda bu enerji eksildiğinde, sizin tersiniz davranışında bireylerin arasında kalabilirsiniz. 2 Tam Bir Tek ve Her Şey Hakikati Görmekle Başlar adlı kitaplarımızda bu konuları elimizden geldiğince incelemeye ve paylaşmaya çalıştık. Kendi hayatımda da bunu gözlemledim. Annemle aşırı ilgilendiğimde, kardeşlerim geri çekiliyor, ben geri çekildiğimde, kardeşlerim annemle ilgileniyordu. Siz bütün bunları deneyimlerken, vesvese kafanızda konuşup duracak, sizi inanılmaz derecede ya yolunuzdan çıkarmaya çalışacak ya da etrafınızdaki birileriyle çatışmaya sokmaya çalışacak. Ömrünüzden çalabildiği kadar çalacak, oyalayabildiği kadar oyalayacak. Hiç dikkat ettiniz mi? Siz dengedeyken, keyfiniz yerindeyken, mutluyken, acaba bu ne kadar sürdü? Bu mutlu anı siz mi bozdunuz? Yoksa tam da o anda biri çıkageldi ve dengenizi mi bozdu? Örneğin: Siz bir nefes çalışması yapıyorsunuz veya yaptınız. Enerjiniz yükseldi. Tam da o esnada çocuğunuz, eşiniz, anne babanız veya bir tanıdığınız sizi arayıp gerginlik yarattı mı? Kendinizi bir anda sinirlenmiş, kavgaya sürüklenmiş olarak hissettiniz mi? Mutlu olduğunuz bir anda, sevdiğiniz birinden telefon geldiği oldu mu? Tam da şu şekilde “Sen neredesin? Sen ne biçim bir insansın? Allah bilir ne yapıyorsun?” diye gerginlik yarattığı oldu mu? Böyle durumlar yaşıyorsanız, vesvesenin amacı sizi yuvanızdan, sevdiklerinizden koparmak olabilir. Sizin mutlu olduğunuz anda vesvese diyecek ki: “Burası senin yerin değil. Çık git evinden. Ayrıl. Boşan.” Bunun gibi sizi yalnızlığa sürükleyecek birçok oyun kurabilir. Duygusal boşluk içindeyseniz, büyük ihtimalle bu oyuna gelebilirsiniz. Bin bir emekle kurduğunuz birçok şeyi bir de bakmışsınız ki kendi ellerinizle bozmuşsunuz. Tabii kendi ellerinizle bozduğunuzu yıllar sonra fark edeceksiniz. İlk başlarda onların yüzünden oldu deyip, büyük ihtimalle kurbana yatıp uzun bir zamanı söylenerek, üretmeyerek ve şikâyet ederek geçirebilirsiniz. Yuvanızdan kaçmayın. Bir insanın en doğru yeri evidir. Evinizden kaçıyorsanız, aslında kendinizden kaçıyorsunuz. Sürüden ayrılanı genelde kurt kapar. Şu soruyu daima sorun: “Ben bütüne nasıl hep hizmet edebilirim? Kendimden başlayarak bütüne nasıl faydalı olabilirim?” Kendine faydası olmayanın başkasına faydası olmaz. Kendi hakkını koruyamayan bir anne baba, kendi hakkını koruyamayan bir evlat yetiştirir. Kader vardır. Kuran bunu size hatırlatır. Lakin birçok aşamada seçim şansınız da vardır. Örneğin bir iş görüşmesine gidiyorsunuz veya evlenmek üzeresiniz. Son anda kararınızı değiştirebilirsiniz! Değiştirmeyebilirsiniz de... Bazı şeyler sizin iradenizle, hayat tecrübenizle oluyor. Bazıları ise yazgı. Ne yaparsanız yapın, sonuç Allah’ın dilediği gibi oluyor. Sonuçta bin türlü seçim de yapsanız, kadiri mutlak olan Allah, hepsini bilmektedir. İnsanları yargılamayı, eleştirmeyi, kendi doğruluk terazinize göre onları tartmayı bırakın. Herkesin eğrisi doğrusu kendi seçimidir. Siz kendi çadırınıza bakın... Herkes hesabını kendisi verecek... Önemli olan sizden başlayarak tüm kuşaklar boyu bütüne hizmet edebilmek aşkıyla yanmak... “Allahım, beni ve soyumu senin yolunda hizmet edenlerden, faydalı insanlardan nasip eyle...” Bülent Gardiyanoğlu’nun “Gönül Gözü” kitabından alınmıştır.

🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız. 

Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin. 

Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)