21 gün boyunca beslenme rejiminizi değiştirmek için şu çalışmayı yapın. Doğru olan beslenme şekline geçin. Eğer çevrenizdeki lokantalarda bu tarz besinler yoksa evinizde yapıp, işyerinize götürün. Başlangıçta sizi anlamayanlar, eski kafalı bulanlar, garip bulanlar olabilir. Aldırmayın. Sizin bu yemek taşıma neden olacaktır. Hayatınızı dönüştürürken, hayatınızla da örnek olmanızı sağlar. Çocukken, annem bize harika sandviçler yaparken, kantinde ise zararlı şeyler satılırdı. Arkadaşlarımdan utanırdım sandviç götürmeye. Halbuki çocukken annemin yaptığı sandviçin daha sağlıklı olduğunu büyüyünce anladım. 21 gün boyunca yemeğinizi hazırlayın, yanına elmanızı alın. Etraftan çekinmeyin ve üşenmeyin. Bunu başarı sayın. Yavaş yavaş diğer insanlar da sizi örnek alacak. Unutmayın! Kanser vakaları dünyada en az İsrail, Güney Kore ve Meksika’da görülüyor. Yapılan incelemelerde, bu üç ülkede geleneksel beslenmenin ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir. Biz de ekmek arası beslenmeden, evimizde pişmiş taze ve lezzetli gıdalara yönelelim. Beyaz ekmeğin zararlı olduğu biliniyor. Hormonlu, içi boş domateslerin, diğer sebzelerin zararını artık herkes öğrendi. Ucuz beyaz et, protein kaynağı olarak sunulan, organik olmayan tavuklardan da uzak durun. Bu tavukların içinde göğüsleri şişirme hormonu vardır. Yirmi sene önce tavuğun budu büyüktü. Şimdi göğüs kısmı büyük... Bir tavuğun yenilebilir hale gelmesi için en az yetmiş gün gerekir. Oysa hiç yerinden hareket etmeyen hatta gözleri bile görmeyen tavuklar, önlerine konulan hormonlu yemlerle yirmi beş günde pişip yenilecek hale geliyor. Hem de sürekli ışık verilerek, hiç uyutulmadan işkence gören hayvanları yiyoruz. Onların ruh hali de bedenimize bir şekilde yansıyor. Tekâmül sadece insanda mı var? Hayvanların da bir şekilde tekâmülleri var. Onların da bu dünyada bir yaşam sürmeleri gerek. Doğada gezen tavuk ile adım atmaya yeri olmayan, ilaçlarla şişirilen bir tavuğun ruh hali sizce aynı mı? Eskiden çok keskin olan tavuk kokusu artık yok. Bir tavuğu düdüklü tencerede kaynatırdık ve uzun sürede pişerdi. Kemikleri kırılmazdı. Şimdi ise, tavuğu sıcak suda çeşmenin altında yıkarken eti pişmeye başlıyor. Genetiğiyle oynanmış, hormon takviyesi yapılmış gıdalardan 21 gün boyunca uzak durun. Bedeninizin nasıl güzel cevaplar verdiğini, daha az uyku bastırdığını, daha verimli olduğunuzu göreceksiniz. Nasıl ki arabanızın motoru için en iyi yağı ve yakıtı arıyorsanız, vücut için de en sağlıklı yağı ve yiyecekleri aramalısınız. Margarin, ayçiçeği yağı yerine, zeytinyağını tercih etmelisiniz. Vücudunuz, iki lira daha pahalı zeytinyağını hak ediyor. (Tam da burada vesvese devreye girer ve işi bozmaya çalışabilir. “Kim kaybetti ki biz zeytinyağını bulalım... Hayat pahalı. Biz zeytinyağı alsak batarız” diye. Bir şeyin biraz daha pahalısı ya da iyisi sağlığınıza iyi geleceğinde, içsel olarak bahaneleriniz başladıysa, hak etmeme duygunuzu şifalandırmanız gerekiyor. Her Şey Hakikati Görmekle Başlar adlı kitabımızda bunu anlatmıştık. Bir de şöyle bir geçmişe bakın ve düşünün: “Başkalarına kaptırdığınız ve geri alamadığınız paralarınızı, duygusal iniş çıkışlar yüzünden kaçırdığınız imkânlarınızı, inat uğruna yaktığınız yorganları, susmanız gereken yerdeki bağırmalarınızı ya da ağzınızı açmanız gereken yerde susmanızı ve bunun gibi olayları hatırlamayı deneyin. Şu an parasız durumunuzun da bir şekilde sebebinin bir başkasından daha çok siz olduğunuzu belki fark edersiniz.) Çaba gösterin, yılmayın. Deyin ki: “Ben yarınki yemeğimi hazırlıyorum. Sağlıklı beslenmeyi ben ve ailem hak ediyoruz. Emanet verilen bedenime iyi bakmaya niyet ediyorum...” Hazırlayıp, işyerine götürün. İsteyen istediği lokantada yesin, siz kendi yemeğinizi yemeye devam edin. Sokakta pişen yemeğin yağını bilmiyorsunuz, içine ne kattıklarını bilmiyorsunuz. Severek dönerkebap yiyorsunuz ama aylar öncesinden derin dondurucuya girmiş etten yapılıyor, tabii şanslıysanız o da ettir. Atalarım her zaman yemek pişen evde bereket olur derlerdi. Hakikaten de öyle. Evinizde temiz ve sağlıklı şeyler hazırlamaya devam edin. 21 gün boyunca beslenme alışkanlığınızı değiştirme çalışmasını sürdürün. Sebze alın. Turp, kereviz, maydanoz, roka alın. Bir saklama kabı edinin. Akşam sekizden sonra yemek yememeye çalışın. Eskiden dokuz buçukta bile olsa ne varsa yerdim. Şimdi yedi buçuğa çekiyorum saati. Gün içinde su içmeye gayret ediyorum. On gibi yatmaya gayret gösteriyorum. Bir anda değiştiremezsiniz yaşam şeklinizi ama yeni bir insan oluşturmak kolay değildir. “Erken yatmak, dinlenmek istiyorum ama dizi seyrediyorum. Çok sevdiğim ya da merak ettiğim bir film var...” Böyle bahaneleriniz varsa, merak etmeyin, artık bu dizi ve filmleri internetten izleme imkânınız da var. Üstelik çok uzun reklam aralarıyla kesilmeden... Gece on iki ile iki arasında izlemek yerine, hafta sonu, müsait olduğunuz bir saatte de izleyebilirsiniz. Hatta üçer bölüm izleyebilirsiniz. Gece saat ondan sonra yattığımda, yüz kilo değil, beş yüz kilo hissediyorum kendimi. Ondan önce yatarken dua ediyorum: “Allahım sabaha kadar bedenimi, ruhumu, aklımı sağ- lıklı bir şekilde şifalamanı niyet ediyorum...” Gün içinde de ara ara şekerlemeler yapın. Özellikle öğlen uykusu çok faydalıdır. Öğlen beş dakika, on dakika uyumak bile vücudunuza çok iyi gelir. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Gönül Gözü” kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)