Arınmak için niyet ettikten sonra birçok kişi bir an önce arınmak ister. Hayatındaki sorunların hemen çözülmesini, yuvasındaki problemin yoluna girmesini, maddi darlığının bolluğa dönüşmesini ister. Acelecilik bu konuda tehlikeli bir durumdur. Çünkü siz acele ettikçe farkına varmadan içinizde bir zaman döngüsü başlatıyorsunuz. Bu zaman döngüsünde zaman geçtikçe, stres yapmaya başlıyorsunuz. Acele ettikçe sanki ulaşmanız gereken hedefler de sizden uzaklaşıyor gibi olabiliyor. Sistemin zorlamayı, aceleciliği pek sevmediğini zaman içerisinde gözlemledim. Acelemiz yok. Sakın acele etmeyin! Acele egonun işidir. Önemli olan yarışı kazanıp, altın madalyayı almak değildir. Yolculuktur önemli olan. Varacağımız nokta değildir. “Allahım, kendi hayatımda temizlemem gereken olaylar varsa, lütfen bana bunları göster, sağlıkla ve kolaylıkla şifalandırayım...” diye dua ettim. Elinize bir kâğıt kalem alın ve hayatınıza gelen insanlarda ortak, sizi rahatsız eden üç özellik tespit edin. Bunları listeleyerek yazın. Eğer siz aşırı vericiyseniz, aşırı alıcı insanlar etrafınıza gelir. Bu yüzden yardım ederken bile dengede yardım edebilmeye niyet edin. Hayatınızdaki her iyi gelişmeyi, güzel giden şeyleri sosyal medyadan, şuradan buradan paylaşma alışkanlığınıza bir son verebilmeyi deneyin. Unutmayın, bu gezegende aşırı derecede mutsuz insan var. Mutlu her anınızın içerisine o an mutu olmayan binlerce kişiyi sokmaya neden ihtiyaç duyuyorsunuz? O an sadece sizin özelinizdi. Onların değil. Sadece size ait olan o özel anı paylaşmaktaki derin içsel duygularınızı, ihtiyaçlarınızı bulabilmeye niyet edin. Sosyal medyada illa bir paylaşım yapacaksam, “Dağa tırmandım, çok mutluyum! Yemek sofrasındayım...” demek için yapmıyorum. Seminerlerden görüntüler ve kitap bilgileri paylaşıyorum. Bu da yeni kişilere ulaşabilmek için. Yoksa sosyal medya hesabı açmazdım bile. Eskiden yemek yaparken komşuya kokusu gider de mahcup oluruz diye endişelenirdik. Şimdi ise yaparken fotoğraf, yerken fotoğraf, kemikler kalmışken de fotoğraf paylaşıyoruz. Aç olan var, tok olan var... O an eşiyle kavga edip hüngür hüngür ağlayan var, bunalımda olan var. Dönüyor bakıyor ve sizin iyi durumda olduğunuzu görüyor. İster istemez olumsuz enerjiyi üstünüze çekiyorsunuz. Sosyal medya artık birçok insanda uyuşturucu gibi bağımlılık halinde... Kendinizin doktoru olup, kendinizi tedavi edin. En azından tedavi sürecinizde bir şey paylaşmak zorunda hissediyorsanız, doğa resimleri paylaşabilirsiniz. Görenin içi açılsın. Sosyal medya hesaplarınızı, “yıkılmadım ayaktayım” ispatı yapmak için kullanmayın. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Gönül Gözü” kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)