Biz insanlar, hayata bir şekilde başlayıp kendi yaşantımızı kurmaya çalışırken “garanti” olanı ararız. Kendimize “garanti bir iş, garanti bir maaş, garanti bir eş, garanti bir çocuk” ister ve bütün çabamızı buna yönlendiririz. Bu garanti kalesi içinde bir yaşam kurmaya çalışırız. Bu şekilde bulduğumuz yer, “konfor alanı” olarak tanımladığımız yerdir. Konfor alanına ulaştığımızda güvence kalemize yerleşir ve her şeyin garanti devam edebilmesi için elimizden ne geliyorsa yaparız. Konfor alanındaki insanlar, her şeyin garanti olmasını, yarınlarını bilmeyi, önlerini görebilmeyi isterler. “Ben önümü göreyim. Kazandığımı bileyim. Ne pişireceğimi bileyim. Eşim benden başkasına bakmasın. Onun etrafındaki risk olabilecek arkadaşları, önce dullardan başlayarak temizleyeyim, onu kendime bağlayayım. Sosyal medya hesaplarını takip edeyim. Kaçacağı bütün kapıları kapatayım ve kendi sistemimize kapanıp konfor alanında yaşayalım...” Birçok insan bilinçli bir şekilde olmasa da bunu yapar ancak konfor alanlarında ne hikmetse, zıt insanlar bir araya gelir. Kendi gibi olanla bir konfor alanında bulunanı çok az gördüm. Mesela dağınık biriyle tembel bir insan bir araya gelir. Sorumluluk alan biriyle almayan biri, neşeli biriyle gördüğü her şeyde olumsuzluk arayan, bir ortama girince güzellikleri görenle kusurları görenler, ne hikmetse konfor alanında birlikte yaşarlar. Konfor alanındaki bu birliktelik, zamanla başka bir şeye dönüşür. Biri tam ev kuşuna dönüşürken diğeri de yavaş yavaş kendini evin dışına atmaya çalışır. Bir şeylerin farkına varır, ters gittiğini anlar. Bazen de tam tersi olur ve evde kalan bir şeylerin ters gittiğini fark eder. Yine de “garanti isteği” devam ettiğinden, durumu uzun süre görmezden gelir. İnsanların büyük çoğunluğu, çok uzun yıllar boyunca konfor alanı içinde yaşayıp giderler. Azınlık bir grup da vardır ki onlar bir an önce sıkılması gereken diş macunlarıdır. Yani onların yola daha erken çıkması, daha önce tecrübe edinip diğer insanlara yardım etmesi gerekir. Onlar, farkındalığa daha önce ulaşması ve insanlığa hizmet etmesi gerekenlerdir. Bu azınlık grubun bir yaşam amacı vardır. Onlar çocukluktan beri yemek yapmak, evcilik oynamak gibi hayaller kurmadılar ve hayatı yaşamak, hayatı görmek istediler. Eğer çoğunluk olan gruptan biriyseniz, büyük ihtimalle bu satırları da okumayacaksınız çünkü siz hayattaki amacınıza ulaştınız! Eşinizi eve bağladınız, garanti bir maaşa ve garanti bir evliliğe sahipsiniz ve en büyük düşünceniz de “Akşam ne yiyeceğiz?” gibi konulardır. Ancak bu satırları okuyorsanız, büyük ihtimalle azınlık gruba dahilsiniz ve sizin insanlar için bir şeyler yapmanız gerekiyor. Önce kendinizden başlayarak, tüm insanlığa bir hizmetiniz olacak. Durumun farkına varıyor, konfor alanında bulunduğunuzu ama bu alanda kalmamanız gerektiğini hissediyorsanız, uyanma zamanınız gelmiştir. İsteseniz de artık siz yemeğinizi yiyip maç seyrederek zaman geçiremezsiniz. Ya kalkıp insanlara faydalı olacaksınız ya da siz harekete geçene kadar, uyandırmak için çeşitli olaylar gelmeye devam edecek. Kendinizi güvence kalesinde sanırken yaşadığınız ev sarsılacak, mesajı duymayı reddettikçe daha şiddetli bir şekilde aynı olayları tekrar yaşamaya devam edeceksiniz. Bu noktada kendinize şu soruları sormanız gerekiyor: “Ben insanlığa hizmet etmesi gereken grupta mıyım?” “Konfor alanı dışına çıkabilecek cesarete sahip miyim?” “Ayaklarımın üstüne basabiliyor muyum?” Elbette herkesin insanlığa hizmet etmesi gerekir ama bazı insanlar bu yola daha önce çıkar, geride kalanlara da rehberlik ederler. Herkesin aynı anda ya da aynı hizmeti yapması gerekmiyor ama herkesin kendi çapında hizmet etmesi gerekiyor. Sözgelimi iyilik yapmak, yardıma ihtiyacı olanlara el uzatmak herkesin görevidir ama bunu herkes kendi ölçülerinde yapabilir. Kimi zaman birileri, birçok insanın kör olduğu noktada bazı şeylerin yanlış gittiğini görebilir, yola önceden çıkar ve kendi durumunda olanlara yardımcı olmaya çalışır. Gerideki çoğunluk da onunla aynı yola girecektir ama daha sonra ve kendi ölçüleri nispetinde... Bülent Gardiyanoğlu’nun “Yüreğiyle Konuşanlar” Kitabından alınmışıtr.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)