Gelişim Kartları

🌱 GERÇEKTEN DEĞİŞİME İHTİYACINIZ VAR MI?

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Bir önemli nokta da gerçekten değişime ihtiyacınız olup olmadığı konusudur. Yenilik ile değişimi birbirine karıştırmamalısınız. Mevlana Celalettin-i Rumi’nin, “Yeniliğe Doğru” şiirini hemen herkes bilir: “Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş Dünle beraber gitti cancağızım Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...” Yenilik güzeldir ve insanı “rutin tuzağına” düşmekten kurtarır. Tekdüze bir yaşam sürmenizin önüne geçer. Yeniliği hemen herkes sever. Ancak “değişim” ile “yenilik” aynı şey değildir. Hayatınızda her yaptığınız değişim de bu nedenle yenilik anlamına gelmez. Farkındalığı kullanarak yeniliklere açık olmanız, hayatınızda istediğiniz yenilikleri yapabilmeniz güzeldir ancak değişim konusunda yine farkındalık içinde kalarak hareket etmelisiniz. Sadece yenilik yapmak adına, iyi düşünülmeden yapılmış bir değişim, belki de size sıkıntı dışında bir şey getirmeyecek, rahatlatmayacaktır. Günümüzde özellikle eşler arasında yaşanan problemlerde bu sorunla çok fazla karşılaşıyor insanlar. Hayatındaki insanla sorunlar yaşadığında, “değişim” olursa sorunun çözüleceğini sanıyorlar. Bu nedenle aslında birlikte mutlu olabilecek insanlar ayrılıyor, birlikte huzurlu olabilecek yuvalar dağılıyor, başta çocuklar olmak üzere herkes travmalar yaşıyor. Hayatınızda bir değişim yapmayı düşünüyorsanız, “Gerçekten gerekli mi?” sorusunu yine farkındalık içinde kalarak cevaplamalısınız. Hem kitaplarımda hem de seminerlerimizde buna ilişkin çok fazla örnek üzerinde konuşuyoruz. Farklı özelliklere sahip bir kadın ve bir erkek, ya görücü usulü, birileri devreye girerek, ya da tanışıp aşkın büyüsüne kapılarak bir araya geliyor. Bir yuva kuruyor. Sonra farklılıklarını görüyor ve zamanla yollarını ayırmaya kadar anlaşmazlıkları ilerletebiliyorlar. Oysa farkındalık içinde olarak farklılıkları ve nedenlerini tespit etmek birçok soruna çözüm olabilir. Eşinizde sevmediğiniz bir huy varsa, onunla yolunuzu ayırıp başka biriyle birleştiğinizde de aynı sorunla yine karşılaşırsınız. Burada çözüm, “değişim” değildir. Biri gider biri gelir ama sorun yine hep karşınıza çıkar. Önemli olan farkındalık içinde sorunun kaynağına inip çözmektir. Diyelim ki eşinizin kumar alışkanlığı varsa, dönüp bununla başka nerede eşleştiğinizi bulmalısınız. Belki babanız da aynı durumdaydı. Belki bir komşunuz, tanıdığınız aynı durumdaydı ve siz onu yargıladınız. Kınayarak hayatınıza bu sınavı çektiniz. Belki eşinizin değersizlik duygusu vardı ve onu çözemediği için kendini değerli hissetmesini sağlayacak yollar arıyor... Sorunun kaynağına inip de çözümü bulduğunuzda, temizleyip helalleştiğinizde sorun da ortadan kalacak ve belki de çok mutlu yaşayacaksınız. Bu nedenle değişime ihtiyacınız olup olmadığını doğru şekilde anlamadan, yani farkındalık içinde davranma dan karar vermeyin. Mümkünse önce çözüme odaklanın. Her zaman önce çözüme odaklanın. Sorundan kaçarak sorunu çözebilen yoktur. Başka yerde de gelip sizi bulur. Bazı ilişkilerde farklılıklar karşılıklı inatlaşmaya kadar gider... Ortada bir masa var ve iki insan farklı yönlere itiyor. Bu nedenle ikinizin de istediği yere gitmiyor. Ya olduğu yerde duruyor ya da başka bir yöne hareket ediyor. Bu masayı birbirinize itmek yerine farklılıklarınızı avantaja çevirin. Aynı yöne itmenin yolunu arayın. Evde veya işyerinde insanlarla farklılıklarınızı anlaşmazlığa, çatışmaya, inatlaşmaya değil avantaja çevirin. Unutmayın ki kimi insanlar “genelci”, kimi insanlar “detaycı” karaktere sahiptir. Onun göremediğini siz, sizin göremediğinizi o görebilir. İki farklı gözle aynı işe bakarak daha sorunsuz, daha başarılı işler çıkarabilirsiniz. Bu, “İş ortağım kafama uymuyor. Ortaklığı bozacağım...” diyerek kurulu işinizi bozmanızdan daha yararlı olacaktır. Allah bize bir akıl vermiş ve onu da kullanmamızı istemiş. Bunu kullanmak varken, bir anlık, sebebini de tam bilemediğimiz heyecanlarla, vesveselerle niye hareket edelim? Farkındalık, size aklınızı kullanabilmeniz için ihtiyaç duyduğunuz dinginliği sağlar. Siz de aklınızı daha fazla kullanarak adım atarsınız. Her insan evinde ya da işyerinde, sosyal ilişkilerinde zaman zaman fikir ayrılıkları, tartışmalar yaşar. Eğer farkındalığı kullanmazsanız, bütün gün kendi kendinizi yiyip, “Altta kalmayacağım! Ben bilirim ona yapacağımı!” diyerek kendinizi kurarsınız. Farkındalığı kullanırsanız, “Demek o bu işi benden daha iyi bildiğini savunuyor. Belki de haklıdır. O halde onunla işbirliği yaparsam, onunla birlikte hareket edersek, daha güzel işler çıkarırız ve hem onun, hem benim, hem de bütünün faydasına olur...” diye düşünürsünüz. Artık zihniniz sakin olduğu için sakin adımlar atar ve insanlarla daha fazla çatışmak yerine gönül almayı, beraber hareket etmeyi bilirsiniz. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Yüreğiyle Konuşanlar” Kitabından alınmışıtr.
: / :