Kendi yaşantılarınızı siz dönüştürdükçe insanlara da bunun servisini yapmanız lazım. Geçmişte sizi küçümsedi diye bugün kimseyi küçümsemeyin. Bir kişinin hareketi ailede başkalarını sıkıntıya soktuysa ve o kişi de buna beddua ettiyse bir döngü başlıyor. Ya siz de beddua ederek devam edeceksiniz hayatınıza ya da bu döngü sizde şifalanacak. “Ya Rabbi, bu anne babamın sınavıydı...” ya da “Dedemin sınavıydı. Allah onların yardımcısı olsun...” deyip çekilebilirsiniz aradan. Benim atalarımın en büyük sınavı göç idi. Sürekli göç etmek zorunda kalmışlar. Ben son on yılda on beş kere taşındım. Halen de sürekli yollardayım. Bugün ben hâlâ göç ediyorum. Eskiden çok inatçı biriydim. Bu inadın beni yorduğunu ve yıprattığını fark ettim. Eski kalıntılar var içimde. Halen yine zaman zaman inat edebiliyorum. Bana bunu hatırlatmak için hayatıma inatçı insanları çekerim. Eğer karşıma inatçı biri gelirse, “Bülent, geçmişteki anıların şifalanması lazım...” derim. On yedi yaşında bir hata yaptınız, bugün “Onu affediyorum...” demek başka bir şey, gözünü kapatıp “Sen başka bir bireysin, ben başkayım. Hadi affet ve gel...” demek başka şey. Dışarıdan bir gözlemci gibi gidip, orada sıkışan Bülent’i alıp gelmeniz lazım. Diyelim ki bir kaza yaşadınız, bir taciz, bir iftira. Bugün dönüp “Ben geçmişimi affediyorum...” dediniz ama o günkü olayın içindeki kişi hâlâ orada. Geçmişte affetmediğiniz her olayın içinde bizden bir kopya bıraktık. Oysa geçmişe gidip, o kişiyi bulup, affetmeniz ve alıp gelmeniz gerekir. Bunu hemen yapamıyorsanız da sıkıntı yok, zamanınız çok. Bir çocuk köyünde anneler ve çocuklarla çalışma yaptık. Annelerin söylediği, çocuklarının huysuzluğu idi. Onlara çocukların iyi taraflarına odaklanmalarını söyledim ve kendi içlerine dönmelerini istedim. “Mutlu olun. Kalbinizde, bu çocukların başaracağına, bütünün hayrına olacağına inanın...” dedim. Aradan beş altı ders geçtikten sonra anneler, huysuz çocukların müdahale edilmeden sakinleştiğini, kavga ile iletişim kuranların, uzlaştığını anlattı. Daha bilgi vermeden “hal”e girdiler. Sizinle birlikte, sizin çevrenizdekiler de dönüşür. Önemli olan şudur: Karşınızdaki çocuk da dikenli tellerin arasından geçerken yaralandı. Bir yerde kalbi kırıldı. Bir yerde kendini sizin gibi yalnız hissetti. Onlarla diyalogda nasihat etmenize gerek yok. Nasihat bedavadır ve kimse almaz. Ben, önce o insanı kazanmayı denerim. “Ben senin yanındayım. Ben de bunları yaşadım...” diyorum. Çocuk, “Hadi ya! Sen de mi bunları yaşadın?” dediğinde ilk adım atılmış oluyor. Çocuk ilk defa kendi gibi bir arkadaş buluyor. Biz, bugünün anne babaları olarak çocukları takımın bir parçası yapamadık. Sadece bütçemizi kullanarak onlara eşya aldık, ayakkabı aldık, eve ekmek getirip, koruduk. Çocukları, “Hayalin ne? Sen bunu geliştir...” diye yönlendirmemiz gerekirdi. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Dört Sınav” Kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)
