Bu hayatta seslenebileceğin bir insan varsa, o da bolluktur. Ona selam verdin, onun yanındaki kişiyle tanıştın, konu konuyu açmaya başladı ve muhabbet başladı. Ama ilk tanıdığına selam vermeseydin, seslenmesiydin, huysuz biri olsaydın, diğeri de hayatına gelmeyecekti. Bu insanı hayatına çektin ve onun vesilesiyle bir başkası ile tanıştın. Sonra bir başkasıyla... Böylece hayatına bolluk geliyor. Bol insan, bol miktarda yeni iş fırsatı, bol imkân... Oysa, selam vereceğine başını öte yana çevirip geçsen, sonrakilerin tümünü de kaçıracaksın. Kahve içme davetinde bulunana, “Sen kimsin de kahveni içeceğim?” dersen, tümünü kapatıyorsun. Çektikçe gelir bolluk. Bolluk geldiğinde inat eder, vermemeye, elinizde tutmaya çalışırsanız, yani akışı kesmeye çalışırsanız bu defa da tıkarsınız. Sonuçta sistem sizi, bolluk zincirinden çıkarır ve sizin gibilerle aynı ipe dizer. “İstemeden verdiğin” duruma düşersin ve bu defa da “Eskiden tahsilat yapabiliyorduk, şimdi yapamıyoruz. Kimse para vermiyor. Eskiden para bol geliyordu, şimdi gelmiyor...” der, niye böyle olduğunu bir türlü anlayamazsınız. Ne zaman telefon faturamı söylenerek ödesem, bana da insanlar söylenerek para veriyor. Para istiflenemez. İstiflerseniz, başınıza bir iş getirir ve yoluna devam eder. Bu nedenle parayı güzel projelere çevirin. Bolluğu artırın. Bir köşeye bir şey koyarsanız, gittikçe değeri azalır ve bir yere doğru akar gider. Bir dönem yokluk bilinciyle pazarlıklar yapmaya başladım. Baktım, benim hayatıma gelen herkes pazarlık ediyor. Karar vermeniz gereken nokta şudur: Hangi grupta olacaksınız? “Pazarlıkçılar, inatçılar, kıtlık bilinci olanlar” grubundan kendimi çıkarmaya niyet ettim, bolluk bilincine geçtim. Fatura niye bu kadar yüksek geldi? Konuştun, internete girdin ki yüksek geldi... Konuşamasan, internete girmesen nasıl iş yapacaktın? Demek ki gerekliydi konuştun, kullandın. Bir ürüne baktınız. Pahalı ise ya almayın ya da alıyorsanız söylenmeyin. Otomatikman kalan günler için de sürekli söylenmeye başlıyorsunuz. Eskiden, evin içinde stokçuluk vardı bizde. Annem babam savaştan çıktı, kıtlık bilinci var. Pirinci, makarnayı bile kullandı. Kışın kullanacağınız, mevsimi olmayan sebzeyi buzluğa atmaktan bahsetmiyorum. “Ya aç kalacaksak, yemek bulamayacaksak...” diye saklamak ayrı bir şeydir. “Aç kalırsak kullanırız!” diye para ayırmayın. “Yazın köye gidelim, tatile gidelim, gezelim...” diye para ayırın. Bir telefon alırken, “Başına bir şey gelmediği sürece değiştirmeyeceğim...” dedim. Suya düştü ve yenisini almak zorunda kaldım. Eşimle arabaya biniyorduk. “Arabayı satacağım...” dedim. Kontağı çevirdim, çalışmadı. Eşim: “Arabandan özür dile!” Diledim ve kontağı çevirdim, çalıştı. Bunu aklı başında birine anlatmak zordur. 1993’te üniversitede okurken yarızamanlı işler yapıyordum. Benim ha bire bilgisayarım bozuluyordu. Kimya mühendisi birine iş yapıyordum. “Senden bir şey rica ediyorum. Bilgisayarın başına oturduğunda sinirli olma. Her sinirlendiğinde makine yanıyor. Yoruldum yenisini almaktan...” dedi. “Olur mu öyle şey?” dedim. “Aklın başında mı? Okumuş adamsın. Yüksek mühendissin!” Akşam haberlerde Rus profesörlerin yaptığı bir araştırmanın haberini izledim: İnsanların öfkesi, elektronik eşyaları bozuyor! Sinirli anda telefon çevirmeyi deneyin. Şebekede sorun çıkar, karşıya ulaşamazsınız. Şu an her ne iş yapıyorsanız, Allah bolluğunuzu artırsın. Bu artarken korkmayın. Kimi insan ya sevgi kanalıdır, o insanda hep sevgi akar; ya şifa kanalıdır, şifa akar; ya bilgi kanalıdır, bilgi akar; ya da bolluk kanalıdır, bolluk akar. Hangi kanal olduğunuza karar verin. Bazı insanların eli boldur. Yedirir, içirir, yoksullara yardım eder, çocuk okutur ama bundan beslenmez. Hiç konuşmaz, üzerinde düşünmez bile. O insanların bunca yardım faaliyetine rağmen sıkışmaması, daralmaması dikkatinizi çekmiştir. Bu hayatta “nasip” diye bir şey var. Eskiden bir duayı sonuç belirterek ısrarla ve ısrarla ederdim. İçimden yanlış bir şey hissettiğimi bildiğim halde yine dua ederdim. Olurdu. Sonra tekrar dua ederdim ki onlardan kurtulmak için. Dualarımı değiştirdim: Bu defa artık, “Allahım sadece yaşam yolumda olacaklar olsun. Beni gereksiz yollara, her iki cihanda da faydama olmayacak olanlardan uzak eyle” diye dua ediyorum. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Dört Sınav” Kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)