Hayatımızda görünmeyen bir etki alanı yer almaktadır. Bu alan atalarımızın yaşadıkları ve yarım bıraktıklarının devamı gibi duruyor. Bu konuda herkese şu soruları sormalarını ve gözlem yapmalarını hatırlatıyorum. Boş bir sayfaya şunları yazın: “Bu hayatta annem neyi yarım bıraktı?” “Bu hayatta babam neyi yarım bıraktı?” “Bu hayatta atalarım neyi yarım bıraktı?” Olumlu ya da olumsuz hatırladığınız olayları listeleyin. Hayattaki büyüklerinize de bir sorun. Atalarımız neler yaşamış... Siz de atalarınızı inceleyin. Sonra şunları yazın: “Atalarınızda en çok konuşulan hikâye ne?” Çapkınlık mı, göç mü, savaş mı, aşk mı, ayrılık mı, dolandırılma mı? Emin olun şu an yaşadığınızdan farklı değildir. Dürüstçe yazmaktan çekinmeyin. Atalardan gelen olayları inceleyip, sıkı bir temizlik yapmanız gerekiyor. Akşam olunca oturun, ciddi anlamda, dürüstçe yazın. Kimseyi korumaya ve kollamaya çalışmayın. “Dedesi erik çalmış, torunun dişi kırılmış!” derler eskiler. Haksız mal, cinayet, göç, tecavüz, taciz, iftira, intihar... Bunların hepsi ağır karmalardır... Dedeniz ya da anneanneniz, anneniz, babanız vs. kim ne yaptıysa hepsi bir enerji oluşturuyor... Yaşanmış olumsuz olayları, travmaları sizden önceki kuşak affetmediyse, yedi kuşak boyunca kime denk gelirse sizin soyunuzda kendini tekrarlama olasılığı yüksektir. Diyeceksiniz ki, “Elli yıl önce oldu ve bitti!” Onu da şifalandırmanız gerekir. İlerleyen sayfalarda bunu yapacağız. Sizden önce düşük, kürtaj veya doğup ölen kardeşiniz var mı? Bunları da yazın. Toplumun içinde kadınların taciz oranı üzgünüm ki yüzde 80’in üstünde. Bunu pek göstermezler ama ne yazık ki yakın akrabalardan, kuzenlerden gelen tacizler de fazlaca var. Sizin hayatınızda bunlar varsa, onları da yazın. Eğer babanıza aşırı öfkeniz varsa, aşırı nefret şeklinde bir enerjiniz varsa, cinselliğe öfkeniz varsa, özellikle tacize uğradıysanız ve bunu affetmediyseniz, hayatınıza çektiğiniz erkekler genellikle cinsel olarak sizi yorar. Öfke gönderdiğiniz her olayı hayatınıza çekersiniz. Bundan kurtulmak, hayatınıza çekmemek istiyorsanız, tacizi affetmeniz, erkek milletine öfkenizi temizlemeniz gerekiyor. Bir başkasının günahı elbette ki seni bağlamaz. Lakin yaşanmışlık enerjisi bir şekilde kendini tekrarlar. O enerji devam eder. Mesela anneniz sürekli dedenizi anlatır, “Çok kötü adamdı. Herkese kızardı, çapkındı, kimseye faydası yoktu...” gibi laflar da bir şekilde sizi etkiler. Belki dedenizden size günah kalmaz ama üretilen enerji, sevgiye dönüşene kadar devam eder. Yaşanmış her olayın bir şekilde şifalanması (nötrlenmesi) gerekiyor. Şifalandırma ve enerjiyi nötrleme için güzel bir niyet çalışması: “Evet, biz bunu yaşadık. Artık birini suçlamaktan vazgeçiyorum. Kendimi suçlamaktan vazgeçiyorum. Suçlu aramaktan vazgeçiyorum ve şu andan itibaren bunun sorumluluğunu alıyorum. Bu karmanın benimle birlikte burada, sevgiye dönüşmesine niyet ediyorum. Allah’ım atalarımdan bana gelen her türlü olumsuz yazgıların, enerjilerin senin sevginle şifalanması için senden yardım dilerim.” Bunu her olay için yapabilirsiniz: iflas, ihanet, kısırdöngüler, dibe vuruşlar, hastalıklar... Duygu ve düşünceyi içinizde fark ettiğiniz anda yakalayın ve yukarıdaki olumlamayla şifalanması için niyet edin. “Dur!” deyin. “Ben bu olay için kabuldeyim. Artık suçlu aramaktan vazgeçiyorum!” Hayatımızın büyük bir bölümünü suçlu arayarak geçiriyoruz. “İşte şunun yüzünden zarar gördüm, bunun yüzünden iflas ettim, şunun yüzünden okula gidemedim, kendimi geliştiremedim...” Bunları bırakın. Kabule geçin. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Kadın Olmayı Hatırlamak” Kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)