İnternet sayfamızdaki ya da kitaplarımızdaki nefes çalışmalarından birini yaptıktan sonra zihniniz bomboş oluyor. Böyle bir andan sonra zihniniz bomboş. Bu duygu aslında sizin fabrika ayarlarınız. Sakin ve dingin bir zihin olması gerekendir. Böyle bir andan sonra kendinize şu soruyu sorun ve yanıtını bulmaya çalışın: “Benim fabrika ayarlarımı ne bozuyor?” Oturdum birkaç ay ve düşündüm. Nerede dengemi bozuyorum? Nerede o güzel dingin enerjiyi kaybediyorum? Kendimdeki açık noktaları araştırmaya başladım. Sizin kendinizdeki açık noktalar, dengenizi bozan olaylar neler? Kimin hangi davranışı veya lafından sonra ansızın sinirleriniz bozuluyor? Bunları bulup düzeltmeniz gerekiyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, çalışkan biri olduğunuz halde etrafınızdakilerin size “Ne tembel insansın!” demesi rahatsız eder. Çalışkan biri bütün gün çalışır. Beş dakika kahve molası verir, herkesin gözüne deli gibi çalıştığı değil de o beş dakikalık molası gözükür. Halbuki herkesten çok çalışıyor. Herkes öğlen bir saat yemek yerken, o kişi eline bir kraker alır. Öğününü geçiştirip işine geri dönecek. Belki de 10-15 dakika, tam da ağzına krakeri atarken herkes onu görür. “Bütün gün burada yemek yiyorsun...” derler. Hangi konuda sinirleriniz bozuluyorsa, sanki görünmez bir sistem var ve o konuda sizi sürekli köşeye sıkıştırıp, sinirlerinizi geriyor. Ani sinirlenmelerde başka örnekler: Dürüst biridir. “Sana da güven olmaz” derler. Titiz birisidir. “Senin gibi dağınık birini görmedim...” derler. Sizde kural ve prensip olan güzel halleri görmek yerine tam tersini konuşurlar. Düşünün bakalım, bu hayatta kendiniz dışında en çok kime sinir olursunuz? Diyelim ki esnafsınız. Belki müşterilere sinir olursunuz. Gelirler ve ortalığı dağıtırlar. Onlara kızarsınız. Oysa düşündüğünüzde, sizi kızdıranların çocukluğunuzdaki birine benzediğini fark edersiniz... Belki anneniz, babanız, belki siz. Babanıza benziyorsa sizi kızdıran müşteri, babanızla helalleşin. Annenize benziyorsa, annenizle helalleşin. Benim hayatıma biri geldiğinde, “Arkadaş, geldiğin için teşekkür ediyorum. Bana kimi hatırlatıyorsun? Kimi unuttum?” diye düşünüyorum. Karşımdaki ya düzeliyor ya da bana geçmişten gelen enerji benden ona yansımadığı için artık çekemiyor ve gidiyor. Gidip başka bir yerde o enerjiyi arayacak. Bazı insanlar, başka insanların aynasıdır. Hayatınıza arıza bir insan geldiğinde onu kovalamadan önce bir bakın bakalım, kimin tekrarıdır? Savaşmak yerine olayın içindeki enerji hareketini görebilmek, güzel bir farkındalıktır. Bir olay oluyor hayatınızda, bir problem oluşuyor. Siz o olayın neden geldiğini, size vermek istediği mesajı anlamak yerine, gidip problemi çözüyorsunuz. Aynı mesaj size daha büyük bir problemle geri geliyor. Olaydaki dersi ve mesajı almak yerine, daha zor olan yeni olayı da çözüyorsunuz. Ardından daha büyüğü... Sonra, “Ne kadar zormuş bu hayat!” diyorsunuz. Postacı geliyor, kapınızı çalıyor. Size bir mektup getiriyor ama almıyorsunuz. Israrla yine getiriyor. Hayatın içindeki mesajları yakalayın ama bunu da takıntı haline getirmeyin. Israrla tekrar eden olaylarda mesaj vardır, bir kere olanlarda değil. Hızlı bir şekilde tekrara giren olaylar üzerine düşünün. Hayatınızda tekrar eden olaylar nelerdir? Hangi olaylar tekrara giriyor? Duygu kimdeyse, sınav ondadır. Bir başkası sizi sinir ediyorsa, onun keyfi yerinde sizinki değilse, bu onun sınavı değil, sizin sınavınızdır. Sınav kapıyı çaldıysa, üzerine kafa yormanın vakti gelmiştir. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Gönül Gözü” kitabından alınmıştır.
🎁🎁 Tebrikler. Bülent Gardiyanoğlu’nun yılda iki kez gerçekleşen Kişisel Gelişim ve Farkındalık Kampına %19 indirim hakkı kazandınız.
Bilgi için +90 548 872 00 90 Whatsapp numaramıza 1919 yazıp gönderin.
Çağrı Merkezimiz size yazılı olarak gerekli bilgileri iletecektir. (Kazanılan indirim hakkı nakite çevrilemez, bir başka indirim hakkıyla birleştirilemez. Geçerlilik süresi 6 aydır. 6 ay dolmadan hakkınızı bir başkasına devredebilirsiniz)
