Farkındalık Kartları

🌼 Kimden İstiyorsunuz?

Yazı Boyutu:

Kart Yorumu

Hayrın ve şerrin nerede olduğunu sadece Allah bilir. Kendi hayat tecrübemde tabii ki dikkatliyim. Güzel ve helal yoldan yaşayan insanlarla dostluk etmeye özen gösteririm. Bu hayatta kime “düzgün” dediysem, bana çoğunlukla yanlış yaptı. Kime “kötü” dediysem genelde iyi çıktı! İnsanlardan beklememeyi öğrendim. Benim hayatımda Yusuf Suresi çok önemlidir. Surenin 42. ayetinde şöyle denir: “Yusuf, onlardan kurtulacağını düşündüğü kişiye, ‘Efendinin yanında beni an’ dedi. Fakat Şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı.” Bizim için bu çok güzel bir örnek olarak verilmiştir. Bir şey istenecekse, Allah’tan istenecek, insandan değil. Bunu anladığımdan beri insanlardan bir şey istemeyi bıraktım. O da en doğru kullarını seferber etti ve gönderdi. Bir şey isteyeceksem, artık kimseye işittirmiyorum. Allah’tan istiyorum. Hayırlısı ise oluyor, değilse olmuyor. Artık evrenden de istemiyorum. Samanyolu galaksisi içindeyiz. 26 milyon yılda bir tur atıyoruz galaksi içinde. Galaksimiz de diğerleri ile birlikte kendi turunu atıyor. Oluşan diğer 5. Diyanet İşleri Başkanlığı tefsiri. bütün gaz bulutları, sönmüş yıldızlar, kara delikler vs. dönüyor. Ama gün gelecek, bu genişleme duracak veya bir başka galaksi ile iç içe geçip, belki bir başka güneş sisteminin içine girip sarsılacağız ve kıyamet kopacak. Yani evrenin de sonu gelecek. O halde ölümlü olan evrenden istemenin de bir faydası yok çünkü onun da kendine hayrı yok. Pek çok kişisel gelişim eğitimine gittim. Bu eğitimlerin hepsi bana nasıl para kazanacağımı anlattı, nasıl insanların düşüncelerini okuyacağımı filan anlattı. Ancak günün sonunda şunu fark ettim: Hiçbir gelişim seminerinde huzur yok. Başarı var, şu var, bu var ama huzur yok. Dedim ki: “Bülent, eğer bu dünya günün birinde yok olacaksa, ışığın bile kaçamadığı bir kara deliğe girecekse, insanın ruhu olan nur da bir ışık ve senin de kaçışın yok. Bu gezegende sıkışıp kalmamak için, bir başka deyimle sonsuza kadar cehennemde kalmamak için, bir şeyler yapmalısın. Tekâmül etmeli, ilerlemeli, iyi insan olmalısın. Çünkü Rabb’in sana bunu emrediyor.” Rabb’imizin, iyi kullarını kurtaracağına, ödüllendireceğine ilişkin bir vaadi vardır. Bu vaat nasıl olsa gerçekleşecek. Öte yandan şunu düşünün ki dünyanın Big Bang’den beri tahmin edilen yaşı altı milyar yıl civarında. Oysa bizim tespit edebildiğimiz en eski medeniyet, on dört bin yıllık olan Göbeklitepe. Yaratılışa değil, Evrim Teorisi’ne inananların gösterebildiği en eski insan fosili ise Afrika’da ve 80 bin yıllık. Yani tüm insanlığın varlığı bile dünya üzerinde bir göz kırpması kadar süre... Peki, bu noktada önemli olan ne? Âşık Veysel’in dediği gibi: “İki kapılı bir han” burası... Bir kapıdan girip diğerinden çıkmak bir anlık iş... Ama biz hâlâ çabalıyoruz, şuranın CEO’su olacağız, şuranın bilmem nesi olacağız, bunu da alacağız, buna da sahip olacağız diye. Güzel bir söz vardır: Ecelden kaçan ile ecele koşanı, ecel aynı vakitte yakalarmış. Demek ki bizim için önemli olan bu dünyada geçirdiğimiz süreyi, nasıl geçirdiğimiz. Çünkü sonuçtan kaçış yok. Trafikte dikkatinizi çekmiştir. Yanınızdan deli gibi sürerek geçen, trafik kurallarına uymayan sürücüler olur. Onca hızlı gitmelerine rağmen yine de ilerleyemez ve en geç üç trafik lambası sonra kırmızı ışıkta her ikiniz de yine yan yanasınızdır. Allah’ı Fenafillah’ta mı arıyorsunuz, Bekabillah’ta mı? Bu çok önemlidir. Herkesin Allah’ı aradığı yer, kendi ailesinden, toplumundan aldığı bilgi, örf, âdetlere göre belirleniyor. Yokluktan geldiyseniz, acı bedenindeyseniz, Fenafillah’ta arıyorsunuz. Eğer mutlu, keyifli, yaşamayı bilen bir aileden geldiyseniz, doğada gezerken, spor yaparken, güzel bir aktivitenin içindeyken bile Bekabillah’ta arıyorsunuz. Kuran, bize Allah’ı zikretmemizi emreder. Dua etmemizi, ondan istememizi önerir. Oysa biz, sadece sıkıştığımızda dua etmeyi, adını zikretmeyi hatırlarız. Her şey yolunda giderken, “Allah bereket versin” demekten öteye pek geçmez zikrimiz. Fakat mutfak boşsa, çocuk para istiyorsa, işyerinde ya da sağlıkta sorunlar varsa, “Allah'ım kurtar beni!” diye başlayan ve uzun uzadıya devam edip, sık tekrarlanan dualar ederiz. Kuran’da, Bakara Suresi 152. ayette, “Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin...” der. Başka bazı ayetlerde de insanoğlunun “nankör” olduğu vurgulanır. Bunları fark ettiğimde, “Rabb’ini gönülden zikretmen, ısrarlı dua etmen için dert mi lazım?” diye sordum kendime. Kişisel gelişim güzel bir çabadır. Ancak sevgiliniz terk etti, sağlık sorununuz var ya da borcunuz var diye kişisel gelişimci olmayın. Bunlarla başa çıkmak için yardım almanız da iyidir ama “Biz bu dünyaya neden geldik?” sorusunun yanıtını da arayın.6. Diyanet İşleri Başkanlığı meali. Bülent Gardiyanoğlu’nun “Dört Sınav” Kitabından alınmıştır.
: / :